Je was op zoek naar: ah bu ben (Turks - Engels)

ah, bu zor numara.
ah, this is tough.

ah, bu bir cep telefonu.
oh, that's a cell phone.

ah, bu çok eğlenceli olacak.
oh, it's going to be so much fun.

bu, ben ve don arasındaki bir işbirliği.
this is a collaboration between myself and don.

ah bu ikiliye bayiliyorum! merakala bekliyorum
good luck, brother.

patronları dedi ki, " ah, bu güzel haber.
and he said, "oh, that's great.

ve bu ben üniversiteye gidene kadar da aklıma gelmedi.
and that was true until i got to college.

ve ben de "evet, bu, ben de bilmiyorum." dedim.
and i said, "yeah, it's, i don't know."

a: bu ben değilim, ve b: böyle insanlarla takılmam bile.
a: that's not me, and b: i don't even hang out with people like that.

bu, ben ağaçlara sarılan, 'yeşil' biri olduğum için değil.
that's not because i'm a tree-hugging green person.

ve düğmeye anneannem bastı, sonra da " ah, bu inanılmaz bir şey.
and grandma pushed the button, and she said, "oh, fantastic!

İnsanlar bu işe şöyle bir baktıklarında, diyorlar ki, ah, bu bir dizüstü projesi.
now once people start looking at this, they say, ah, this is a laptop project.

bu ben ve sizinle daha önce konuşan kardeşim esther. gördüğünüz gibi ilk bilgisayarın doğuşunda oradaydık.
that's me, that's my sister esther, who's talked to you before, so we both go back to the birth of this thing.

bazen insanların, iklim krizinin huzur bozucu olaylarına "ah, bu o kadar kötü ki.
sometimes i hear people respond to the disturbing facts of the climate crisis by saying, "oh, this is so terrible.

bu, ben ördek aromalı ezme alırken daly city'deki ranch 99'da 15 kasım pazar günü.
this is me buying some duck flavored paste at the ranch 99 in daly city on sunday, november 15th.

allah'ın varlığında, birden fazla ben'e yer yoktur. ve bu ben'de ilahi olandır.
in the presence of god, there is no room for more than one "i," and that is the "i" of divinity.

kadın dedi ki: İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur. ben onun nefsinden murat almak istedim.
she said, ‘he is the one on whose account you blamed me.

hani böyle atarak aha bu azerbaycan’dır deyip, hep beraber tartışıp koyalım, olur mu?
let's think that we imagine this is azerbaijan and let's discuss it together, is this ok with you?

(hızır) şöyle dedi: "İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır.
"this is the parting of our "ways," he said.

"'bu benimdir, bu benim değildir.' deme alışkanlığının yerini, 'her şey hepimize aittir.' yaklaşımı aldı”.
"the habit of saying 'this is mine that is not' has been replaced with 'everything belongs to us all.'"