Je was op zoek naar: böyle değil (Turks - Engels)

durum böyle değil.
that is not the case.

diğer bölgelerinde böyle değil
in other parts, it doesn't.

gittik gördük yani, böyle değil.
we have been there. it is not true.

ancak durum hiç de böyle değil.
but that's not the case at all.

ama artık ideal lider böyle değil.
but that's not what an ideal leader is like now.

İddia ediyorum çoğunuz böyle, değil mi?
i bet a lot of you do, right?

ama dünyanın kalan çoğunda durum böyle değil.
but in most of the rest of the world, that's not the case.

ama gerçek hayati dusunurseniz, bu hiç de böyle değil.
but if you think about real life, it's not like that at all.

“yok yok, böyle değil, anlaşılan onu kendisi uydurmuş!”
he is only a poet.

genellikle böyle değilsin.
you're not usually like this.

müziği bu şekilde hissederiz. tabii ki durum böyle değil.
this is how we experience music. of course it's not.

daha önce böyle değildi."
it was not like this before," matic sighs.

avrupa’da İtalya'da böyle değil diye biliyorum öyle duydum.
i have heard that it's not like this in italy in europe.

asıl harika olan görsel çevremizi kaçınılmaz olarak algılıyoruz. aslında böyle değil.
but what is really cool is that we take our visual environment as inevitable. and it's not.

ama artık durum böyle değil. artık yollar kentsel alanlara ulaşımı sağlıyor.
that's no longer the case. logging roads provide access to urban areas.

pazarlama açısından bakıldığında bunu anlamak mümkün fakat kullanıcı açısından durum böyle değil.
it is understandable from the marketing viewpoint, but too bad for the user.

fakat gerçekte durum böyle değildir.
but that's not actually what happens.

tamam, bütün bilimadamları böyle değildir.
ok. all scientists aren't like that.

ama olay dünyanın her yerinde böyle değildi.
but this wasn't the case everywhere in the world.

ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir.
and are constant in their prayer;