Je was op zoek naar: bahsetme (Turks - Engels)

tom'dan bahsetme.
don't mention tom.

meseleden ona bahsetme.
don't mention the matter to him.

ondan bahsetme, tom.
don't mention it, tom.

bana tom'dan bahsetme.
don't talk to me about tom.

babama bundan bahsetme.
don't tell father about this.

bundan tom'a bahsetme.
don't mention this to tom.

sakın sen bundan bahsetme!
turn away from this!

bugün yaptığımızdan tom'a bahsetme.
don't tell tom about what we did today.

"yûsuf, sakın bundan bahsetme!
"o joseph, pass this over!

sakın sen bundan bahsetme! kadın!
disregard this – and o woman!

"yusuf! sakın sen bundan bahsetme!
"o joseph, pass this over!

onlar dedi ki bize play-doh'tan bahsetme.
they said, "don't talk to us about play-doh."

annem, "misariflerin önünde bundan bahsetme" dedi.
and my mother said, "don't talk about that in front of guests."

kazanmaktan asla bahsetme. benim fikrim bir oyunda birisini geçtiğinizde kaybedebileceğinizdir.
never mention winning. my idea is that you can lose when you outscore somebody in a game.

"yûsuf, sakın bundan bahsetme! kadın, sen de günahının affını dile!
o joseph! turn away from this, and thou, (o woman), ask forgiveness for thy sin.

doğan, "Şimdi ankara'nın tüm siyasi oyuncularla sınırsız işbirliğinden bahsetme zamanı." dedi.
"now is the time to talk about ankara's unlimited co-operation with all the political players," dogan said.

sen bundan kimseye bahsetme"; kadına dönerek: "sen de günahının bağışlanmasını dile, çünkü suçlulardansın" dedi.
ask forgiveness for your sin. verily, you were of the sinful."

ama birkaç şeyden bahsetmeyi kabul ettim.
but i agreed to come and say a few things about this.