Je was op zoek naar: ben de onu yazacaktim (Turks - Engels)

ben de onu aldım.
i've received it too.

ben de onu çok seviyorum.
i really like it, too.

herkes ne yapıyorsa ben de onu yapıyorum.
i do what everybody else does.

ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.
and i shall constrain him to a hard ascent.

ben de on yedi yaşındayım.
i am seventeen years old, too.

ben de onlar gibi konuşabiliyordum.
i used to be able to talk like that.

ben de onlara röntgenini gönderdim.
and i sent them back an x-ray.

ben de onları tuttum, alıverdim.
but i seized them.

ben de ona "ben de çok denedim,
i'm like, "looked at that. been there.

ben de ona teslim olanlardanım." dedi.
i am of those that surrender (muslims)'

ben de onlardan biriyim, ne var yani?!
and i used to be one, so there.

ve ben de onlara karşı koyup duruyorum.
and i (too) am planning a plan.

ben de onlara "ama bu delilik" dedigimde
and i would say, "but that's crazy."

(“beşer” desin bakalım) “ben de onu sekar'a atacağım.
anon shall i roast him into the scorching fire.

ben de onlara yapmayı tasarladığımı size yapacağım.› ››
moreover it shall come to pass, that i shall do unto you, as i thought to do unto them.

ben de (onları yakalamak için) bir tuzak kuruyorum.
and i (too) am planning a plan.

sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim.
as thou hast sent me into the world, even so have i also sent them into the world.

ben de ona, "benimle gelmek ister misin?" dedim
so i said to him, "do you want to come with me?

"filminizi keyifle izledim de ondan," diyorum ben de.
i says, "i enjoyed your film. that's why."