Je was op zoek naar: evet ben seninle cehenneme gidecegim (Turks - Engels)

ben seninle uğraşamam.
i can't deal with you.

ben seninle konuşmak istemiyorum.
i don't want to talk to you.

ben seninle aynı fikirde olamam.
i cannot agree with you.

tom ve ben seninle ilgili konuşuyorduk.
tom and i were just talking about you.

evet, ben bir türküm
yes, i am a turkish

evet, ben İngilizce konuşurum.
yes, i speak english.

evet, ben doğduğumda -- hayır.
well, i was born ... no.

evet ben de şunu göstermek istiyorum.
so, i wanted to show you something.

"ben, evet ben senin rabbinim.
i am your lord!

--- evet. ben gittim ve aramaya başladılar
yeah. so, i went and started looking.

muhakkak ki ben, evet ben senin rabbinim!
i am your lord!

evet, ben bir gazete karikatüristiyim-- politik karikatürist.
so yeah, i'm a newspaper cartoonist -- political cartoonist.

"ben, evet ben senin rabbinim. sandallarını çıkar.
indeed, i am your lord, so remove your sandals.

ben sen çok seviyorum
my jane

o da: (evet) ben yusufum, bu da kardeşim.
he said: "i am yusuf (joseph), and this is my brother (benjamin).

ben, (evet) ben senin rabbinim! pabuçlarını çıkar.
indeed, i am your lord, so remove your sandals.

o da: “evet ben yusuf'um, bu da kardeşim!
he said, "yes, i am joseph and this is my brother.

"siz bir öğretmen misiniz?" "evet, ben bir öğretmenim."
"are you a teacher?" "yes, i am."

ben seninleyim, ahbap" dedi.
i'm going with you, man."

sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
and thou wilt not be asked about the owners of hell-fire.