Je was op zoek naar: evet iyiyim sadece biraz omzum ağrıyor (Turks - Engels)

ve işte, evet, sadece biraz icat
and that's it, yeah, just a few inventions.

bana sadece biraz ver.
give me just a little.

evet iyiyim
okay goodnight

ona sadece biraz para verecektim.
just to give him some money.

hazır, sadece biraz çalalım.
ready, just play some time.

büyükannem sadece biraz çorba içti.
my grandma just drank a bit of soup.

sadece biraz daha fazla ihtiyacım var
i just need a little more time.

bf: evet, iyiyim.
bf: yeah, it's all right.

ben sadece biraz müzik dinlemek istedim.
i just wanted to listen to some music.

sadece biraz daha heyecan verici yapmak için.
just to make it a little bit more exciting.

tom mary'den muhtemelen sadece biraz daha genç.
tom is probably just a little younger than mary.

tom, o zaman, sadece biraz fransızca anlayabiliyordu.
tom could only understand a little french then.

gerçekten de bir şey satın almadı, sadece biraz veri.
he didn't actually buy anything, just some data.

simdi sadece biraz bolecegim videoda goreceginiz bir takim seylerle.
so i'm just going to interject a little bit with some of the things that you'll see in the video.

burada bu çizgide sadece biraz eğlenmemizi sağlayacak bir arayüz oluşturacağız.
here we'll just create, in this line, a little user interface that allows us to do something fun there.

uzun süredir beklediğini biliyorum fakat sadece biraz daha bekler misin?
i know you've been waiting a long time, but could you wait just a little bit longer?

ama bu gerçek füzyon enerjisi değil. bu sadece biraz füzyon yapmak.
but that's not really fusion power. that's just making some fusion happen.

gördüğünüz ile tamamen aynı özelliklere sahip ama sadece biraz daha iyi hale getirilmiş versiyonu.
so this is exactly the same behavior that you saw, but in a slightly better rendered version.

orası sadece biraz daha parlak, yani bu insanlar çok merak uyandırıcı bir yol bulmuşlar.
and it's just a bit bright up there, so these people have found a very intriguing solution.

krusevaclı milan saviç de sadece biraz iyi şarap tatmak amacıyla in vino'ya gelenlerden.
milan savic of krusevac came to in vino simply to taste some good wines.