Je was op zoek naar: işıklı bir gözlük takmış (Turks - Engels)

3d bir gözlük takar.
he usually wears 3d glasses.

o, gözlük taktı.
he wore glasses.

hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.
almost one-third of all office workers wear spectacles.

aylarca iş aradıktan sonra, belgrad'daki lüks bir gözlük mağazasında deneme süresine tabi tutulmak kaydıyla işe girmiş.
after months of searching for a new position, she was invited for a trial period to work at an upscale eyewear shop in belgrade.

Şimdi yapmam gereken bir şey var, ama önce gerçek gözlüklerimi takayım ki sizi görebileyim. muhtemelen çok daha iyi olacak. bilemiyorum tabi.
now, i have to do something -- first of all, switch to real glasses so i can actually see you, which would probably be a convenience. i don't know.

gözlüğünü tak.
put your glasses on.