Je was op zoek naar: kafa karıştırıcı değil (Turks - Engels)

bu kafa karıştırıcı.
this is confusing.

o çok kafa karıştırıcı.
it's very confusing.

onun sözleri kafa karıştırıcı.
his words are confusing.

ama bu küçük kayıp kafa karıştırıcı.
so this small missing chunk here is puzzling.

Çok sıfırlı rakamlar kafa karıştırıcı olabiliyor.
the large number of zeroes can be confusing.

bazıları için bu ifadeler kafa karıştırıcı gözükebilir.
to some, this interpretation may sow seeds of confusion.

sonunda kafa karıştırıcı labirentin çıkış yolumu buldum.
i finally found my way out of the confusing maze.

karmaşık ya da kafa karıştırıcı kontrol sistemi veya kontrol arayüzü
complex or confusing control system or control interface

bu, gerçek hayatta işlemeyecek kafa karıştırıcı bir öneridir." dedi.
it is a confusing proposal that cannot function in reality," spokesman skender hyseni told journalists.

neredeydiler? kumullar bulduğumuzda durum daha da kafa karıştırıcı hale geldi.
where were they? it got even more puzzling when we found dunes.

bu sinyaller, tıpkı sp yönetimi gibi kafa karıştırıcı ve çelişkilidir." dedi.
these signals are confusing and contradictory, just like the sp leadership," dp mp tritan shehu told setimes.

Çünkü kafa karıştırıcı ve dünya değiştirici şeylerin yarısı -- ted 1998 -- eh.
because half the stuff that's the most mind-boggling and world-altering -- ted 1998 -- eh.

bu adayın, ciddi oranda şüphe oluşmasına sebep olan kafa karıştırıcı pek çok özelliği vardır.
there are a number of puzzling features of this candidate, which have led to a large amount of skepticism.

bilim insanları, bu yöntemin evrim araştırmalarındaki en kafa karıştırıcı sorunların bazılarını çözmekte kullanılabileceğini söylüyorlar.
scientists say the method can be used to tackle some of the most puzzling problems in evolutionary research.

agİt kosova'yı kafa karıştırıcı emlak yasaları ve uygulamaların meydana getirdiği karmaşadan kurtarmaya çağırıyor.
the osce is urging kosovo to rectify its tangle of confusing property laws and practices.

bu markaların herhangi birisindeki haklarımıza karşı çıkmayacak ve markamıza kafa karıştırıcı şekilde benzer olan Ürünleriniz üzerinde bir marka kullanmayacaksınız.
you will not challenge our rights in any of those brands nor seek to use a brand on your products that is confusingly similar to our brand.

adım, krizle geçen on yıl sonrasında kırılgan türk ekonomisinin rayına oturduğunun bir diğer göstergesi. Çok sıfırlı rakamlar kafa karıştırıcı olabiliyor.
it is yet another sign that the fragile turkish economy is back on track after a decade of crisis. the large number of zeroes can be confusing.

ajami harika bir film ve birçok yönden İsrail sineması için bir dönüm noktası ama fazlasıyla gerçekçi ve oskara oy verenler için fazla kafa karıştırıcı olabilir.
“ajami” is an outstanding film, and in many ways a breakthrough in israeli cinema, but it might be too realistic, gritty, true-to-life, and perhaps too confusing for the average oscar voter.

aynı makalede, kurchatov enstitüsü’nde elde edilen, açık ayna kapanları içindeki plazma tutulmasının kafa karıştırıcı deneysel sonuçlarını açıklamak için bu kriterleri uyguladı.
in the same paper, he applied such criterion to explain some puzzling experimental results on plasma confinement in open mirror traps, that had just been obtained at the kurchatov institute.

birisi, bir insanın seçiminin diğeri gibi olmadığını görmediğinde, ya da karşılaştırmak için çok fazla seçim olduğunda, seçim yapma süreci kafa karıştırıcı ve sinirlendirici olabilir.
when someone can't see how one choice is unlike another, or when there are too many choices to compare and contrast, the process of choosing can be confusing and frustrating.