Je was op zoek naar: kalmamıştır (Turks - Engels)

sıcak su kalmamıştır.
there's no hot water.

bu halılarda arka, orta ve dış alanlarda kullanılmayan herhangi boş bir alan kalmamıştır.
no part of the background of the middle and external area of the carpet stayed unused.

hirtius'un cicero ile olan yazışmaları dokuz kitap halinde basılmış ama günümüze kalmamıştır.
hirtius' correspondence with cicero was published in nine books, but has not survived.

Ölümüyle birlikte nero claudius drusus ve küçük antonia'nın başka yaşayan torunu kalmamıştır.
with her death, passed the last living grandchild of nero claudius drusus and antonia minor.

artık (tanrılariyle) aralarını açmışızdır (dünyadaki gibi aralarında bir bağ kalmamıştır).
then we shall remove the veil of foreignness separating them. those whom they had associated with allah will say.

raporda, "vatandaşların eksiksiz ve tarafsız bilgi edineceği bir ortam kalmamıştır." denildi.
"there is no longer a medium from which citizens can obtain full and objective information," it concluded.

hazreti İsa dünya’ya gelmeden binlerce yıl önceden beri bugüne kadar buralar hiç boş kalmamış.
these lands has never been unoccupied since thousand years before jesus christ was born.