Je was op zoek naar: mütevazı (Turks - Engels)

bu adam çok mütevazı.
this man is very humble.

o başarısı hakkında mütevazı.
she is modest about her achievement.

ben sadece mütevazı bir öğretmenim.
i am just a humble teacher.

sendika ücret taleplerinde mütevazı idi.
the union was modest in its wage demands.

yapılabilecek en kötü röportaj, mütevazı kimselerle yapılandır.
the worst interviews that you can ever have are with people who are modest.

Ülke, dört yıl öncesine oranla daha mütevazı ümitler besliyor.
its aspirations are more modest compared to four years ago.

ev eşrafı, ona misenum yakınlarında mütevazı bir mezar yaptırıdı.
her household later on gave her a modest tomb in misenum.

bununla birlikte, ekonominin reel tarafı buna mütevazı düzeyde bir tepki gösterdi.
however, the real-side of the economy has responded modestly.

beynin karmaşıklığı karşısında mütevazı ama cesur olanlar; gelecek sizleri bekliyor.
and so for those who are undaunted, but humbled by the complexity of the brain, the future awaits.

mütevazı bir takım olsa da, bu arnavutluk'un olimpiyatlardaki en büyük temsil edilişi.
even though it is a modest team, this is the biggest ever-albanian representation at the olympics.

stadın o dönemlerde torpedo moskova tarafından antrenman sahası olarak kullanılırken çok mütevazı tesisleri vardı.
it had very modest facilities at the time and was used as a training ground by torpedo moscow.

adım adım gelişir fakat elde edilecek mütevazı başarılar daha fazla başarı için gereken şartları yaratacaktır."
it's incremental, but its modest success will create conditions for more success."

bir örnek vereyim. 2004'te moma'da yapılan "mütevazı Şaheserler" sergisi.
just to give you an example: this is the exhibition, humble masterpieces, as it was at moma in 2004.

krstiç, sırbistan'dan iki yakasını bir araya getirmesine yardımcı olan mütevazı bir emekli maaşı da alıyor.
he also receives a modest pension from serbia that helps make ends meet.

uyumluluk konusunda atılmış mütevazı bir adım, bazen “kelebek etkisi” adını verebileceğimiz zincirleme bir reaksiyon doğurur
a humble step towards harmony sometimes might give rise to a chain reaction what we can call as "butterfly effect"

tüm mallarına el konulduğundan, roma'nın dışında alt sınıftan insanların yaşadığı subura'da mütevazı bir eve yerleşti.
lacking means since his inheritance was confiscated, he acquired a modest house in subura, a lower-class neighborhood of rome.

bu mütevazı yiyecek mekanları, sırp İmparatoru dusan nemaniç'in para birimi sonrasında adlandırılan "perper" restoran zincirinin halkalarıydılar.
these modest eating places were part of the "perper" chain of restaurants, named after the currency of serb emperor dusan nemanic.

(ey muhammed!) o ihlaslı ve mütevazi insanları müjdele!
(muhammad), give the glad news (of god's mercy) to the devoted servants of god: