Je was op zoek naar: ne ki (Turks - Engels)

Ömrür dediğin sey ne ki
what is that thing you say life?

İnsan soyu ne ki, onu düşünesin?
lord, what is man, that thou takest knowledge of him! or the son of man, that thou makest account of him!

adam asmaca mı oynuyoruz? ne ki bu?
hunting and fishing? what is it?

her ne ki kolay, ona pasifler müşteri olur
the inactive will be client to whatever is easy

bulduğun bu radyo dalgalarının anlamı ne ki?
what's the point of these radio waves that you've found?"

neyse ki o ölmedi.
thankfully she did not die.

neyse ki, hava iyiydi.
fortunately, the weather was good.

neyse ki kazada ölmedi.
fortunately he didn't die in the accident.

bir erkek için nedir ki?
for what is a man?

neyse ki iyi bir iş buldum.
i was fortunate to find a good job.

neyse ki, o oyunu kazandı.
luckily, he won the game.

neyse ki birbirlerinden gerçekten hoşlandılar.
but they did, they did like each other.

neyse ki kitle iyi huylu çıktı.
fortunately, her lump proved to be benign.

neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.
luckily, we found an escape route.

neyse ki, hala bu türlerle ilgilenenler var:
luckily there is still a lot of interest.

değil mi? Özünde kahve nedir ki?
right? coffee, at its core, is what?

ben, insan bir resulden başka neyim ki?"
am i anything but a human apostle?!’

ama, neyse ki, bunun tam tersini de gördüm.
but, encouragingly, i've seen just the opposite.

neden ki? bunun büyük ihtimalle karşılıkla ilgisi var.
why would that be? well that probably has to do with reciprocity.

ama ben su stoğumun sonlarına yaklaşırken, neyse ki rotalarımız çakışıyordu.
but, as i was approaching the end of my water reserves, luckily, our courses were converging.