Je was op zoek naar: olamam (Turks - Engels)

sensiz olamam
don’t forget me

ben emin olamam.
i can't be sure.

ben sensiz olamam.
i cannot be without you.

burada mutlu olamam.
i can't be happy here.

seninle aynı fikirde olamam.
i can't agree with you.

ben belki size yardımcı olamam.
i cannot possibly help you.

Üzgünüm, ben size yardımcı olamam.
i'm sorry, i can't help you.

maalesef şu anda size yardımcı olamam.
i'm afraid i can't help you now.

bu konuda onlarla aynı fikirde olamam.
i can't agree with them on this matter.

ben bu konuda seninle aynı fikirde olamam.
i can't go along with you on that point.

o kadar meşgulüm ki, sana yardımcı olamam.
i am so busy that i can't help you.

emin olamam, ama bence tom mary'den hoşlanıyor.
i can't be sure, but i think tom likes mary.

ben o konuda zorunlu olarak seninle aynı fikirde olamam.
i can't necessarily agree with you on that point.

sizinle tanıştığım şu an artık sizin geleceğinizin bi parçası olamam.
when i meet you, in that moment, i'm no longer a part of your future.

kosor, "yeni bir sanader olamam, kendim olabilirim ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım.
"i cannot be another ivo sanader …i can be myself and try my best.

irak'ta şu ânda sürmekte olan savaşa baktığımızda, bu ülkeden satılan silahların da kullanılıyor olma olasılığı göz önüne alındığında, bu işin ciddiyetini büyütüyor olamam." dedi.
"with war under way now in iraq, possibly involving weaponry from this country, i cannot overstate the seriousness of this affair."

"sadece bir grup hücre olamam." bir ara "yaşam atılımı" diye bir şey sayesinde yaşadığımızı sananlar vardı; ki biz böyle bir şey olmadığını biliyoruz.
i can't be just a bunch of cells. well, you know, people used to believe there was a life force to be living, and we now know that's really not true at all.