Je was op zoek naar: onsuz (Turks - Engels)

onsuz yapabilirim.
i can do without it.

ben onsuz yaşayamam.
i can't live without her.

artık onsuz yaşayamam.
i can't live any longer without him.

ama onsuz devam ettik.
but we carried on without him.

bu, onsuz yapamayacağımız bir şey.
this is something we cannot do without.

ben onsuz bir hayat düşünemiyorum.
i can't imagine my life without him.

hazır olmadığı için onsuz gittik.
we went without him because he wasn't ready.

ne onunla yaşabiliriz, ne de onsuz.
we can't live with it; we can't live without it.

tom mary'nin onsuz yaşayabileceğini sanmıyor.
tom doesn't think mary can live without him.

bir telefon onsuz yapamayacağın bir şeydir.
a telephone is something you can't do without.

onsuz hiçbir şey aynı değil." diyor.
nothing is the same without him," stanarevic told setimes.

Şekerimiz çok az, onsuz idare etmek zorundayız.
we have to do without sugar; we're short of it.

onsuz, gerçekten, başkalarıyla bir iletişim zemini bulamayız.
without it, we literally can't interface with others.

her şey onun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey onsuz olmadı.
all things were made by him; and without him was not any thing made that was made.

okyanusun önemli olmadığını düşünüyorsanız, dünyayı bir de onsuz hayal edin.
if you think the ocean isn't important, imagine earth without it.

bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
a passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.

fakat veselinoviç barikatlarda önemli bir rol oynamadı, barikatlar onsuz da devam edecektir.
however, veselinovic did not play a key role at the barricades and hence they will survive without him.

teknolojinin ne demek olduğunu düşünmenin bir başka yolu, onsuz dünyanın nasıl olacağını düşünmek.
so, another way to think about technology, what it means, is to imagine a world without technology.

bakın, üzerinde amerikan bayrağı olan şöyle diyor, "evden onsuz ayrılmayın."
and then it says here, with the american flag, "don't leave home without it."

başmüzakereci, "uyumlu olmalı ve onunla da onsuz da yapamayacağınız ülkenizi desteklemelisiniz." dedi.
"you must be harmonious and support your country which cannot do without you and you without it," he said.