Je was op zoek naar: oynamadığı (Turks - Engels)

1. oyuncunun bilgisayar ile oynayıp oynamadığı
whether player 1 is played by the computer.

misyon ayrıca başkalarının oynamadığı alanlarda da rol oynamaya devam etmektedir.
the mission also continues to play roles in areas where others do not.

bir abd profesyonel basketbol ligi (nba) sever olarak henry futbol oynamadığı zamanlarda arkadaşı tony parker ile oyunlarda sıkça görülmektedir.
as a fan of the national basketball association (nba), henry is often seen with his friend tony parker at games when not playing football.

Örneğin, toksikolojik muayenesi pozitif olan tüm ölümler gruplandırılacak olunursa, uyuşturucuların doğrudan bir rol oynadığı, dolaylı bir rol oynadığı ve hiç rol oynamadığı vakaları kapsayacaktır.
although it is difficult to know if these estimations can be applied to the european union as a whole, it would produce a rough estimation of about 120 000 to 175 000 non-fatal overdoses per year.

bütçesi 1 milyon doların altında ve hiçbir hollywood yıldızının oynamadığı, romanya yapımı bir filmin amerika birleşik devletleri'nde kapalı gişe oynadığını görmek harika bir şey.
it's a very good thing to see a romanian movie with full box office in the united states, a movie with a budget under $1m and no hollywood stars.

ancak santrac, takımın yüksek bir irtifadan düşük bir irtifaya gidecekleri güney afrika'dakine benzer irtifa koşullarında hiç oynamadığına da dikkat çekti.
however, santrac notes that the team has never played in altitudinal conditions such as those in south africa, where from a high altitude they will go to a very low one.