Je was op zoek naar: savaşma seviş (Turks - Engels)

savaşma seviş.
make love, not war.

seviş.
have sex.

seviş benimle
make love to me

tekrar seviş.
have sex again.

askerler savaşma cesaretini yitirdi.
the soldiers lost the courage to fight.

köpeği yürüyüşe çıkar. tekrar seviş.
walk the dog. have sex again.

kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir. Çünkü onlar zulme uğratıldılar.
leave is given to those who fight because they were wronged -- surely god is able to help them --

İklim krizini halletmezsek eğer, uganda'da yoksulluğa karşı savaşma planları çözülmeden kalacak.
plans to fight poverty in uganda are mooted, if we do not solve the climate crisis.

İngiliz lider cameron'dan türkiye'nin ab üyelik hedefi için "savaşma" sözü
britain's cameron vows to "fight" for turkey's eu bid

ceku, yetkilerin devredilmesiyle gümrük İdaresi'nin olumsuz olaylarla "savaşma" kapasitesini artırdığını da kaydetti.
he also noted that with this transfer of competencies, the customs service increased its capacities to "fight" negative phenomenon.

adını tamamen çıplak olarak savaşmasından alıyor.
he got his name from fighting stark naked.