Je was op zoek naar: seyrettim (Turks - Engels)

Çalışmamın canlanmasını seyrettim.
and i saw my work come alive.

bilirsiniz, evde oturup seyrettim.
you know i sat at home and i watched.

geçen yıl en az elli film seyrettim.
last year, i saw at least fifty films.

kumsalda öylece uzanıp yüzenleri seyrettim.
i just lay on the beach and watched people swim.

o da dedi ki, "konuşmanı canlı olarak internetten seyrettim.
and she said, "i saw your talk live-streamed.

kendi net varlığımın değerinin 18 ay boyunca her gün 1 milyon dolar azaldığını seyrettim.
i watched my own net worth falling by about a million dollars a day, every day, for 18 months.

en çok sevdiklerimin ölmelerini seyrettim ve 1995 yılında potocari'de ayrılırken, bazılarının hayatta kalacağına inanmıştım.
i watched my dearest ones die, and as we were parting potocari in 1995, i believed that some of them would survive.

"Şşş, seyret."
"shush, watch this."