Je was op zoek naar: tepecikleri (Turks - Engels)

kum tepecikleri bir açıdan hazır yapılmış binalar gibidirler.
sand dunes are almost like ready-made buildings in a way.

buradaki kum tepecikleri yılda 600 metre hızla güneye doğru hareket ediyor.
the dunes here move southward at a pace of around 600 meters a year.

Öyle görünüyor ki bu büyük tepecikleri bu balık yapıyor. her seferinde bir çakıl taşıyla.
well, it turns out this little white fish builds these giant mounds, one pebble at a time.

böylelikle, biz bu yığınları kum tepecikleri boyunca ittiririz ve ve birincil bakterisel yüzeyi oluştururuz.
so, we pushed the piles down through the dune, and we create an initial bacterial surface.

sonra kum tepecikleri boyunca yığınları çeker ve kumun içinde kumdan bir kalıp vazifesi gören ve hic algınamayacak şekiller oluşturabiliriz.
we then pull the piles up through the dune and we're able to create almost any conceivable shape inside of the sand with the sand acting as a mold as we go up.

o günlerde hala taşralar vardı şehre yakın, çiftlikler, mısır tarlaları, inekler; donuk tuğlaları ve uzun gölgeli holüyle bizim binamızdan bile uzak olmayan dağ ve ormanmış gibi göreceğin tepecikleri ve ağaçları olan araziler bulurdun
in those days there was still countryside close to the city, farms, cornfields, cows; even not far from our building with its blurred brick and long shadowy hallway you could find tracts with hills and trees you could pretend were mountains and forests.

tepecik
stigmatization