Je was op zoek naar: yaşayabiliyorlar (Turks - Engels)

aslında esaret altında 60 seneden uzun yaşayabiliyorlar, biz doğal ortamlarında şimdiye kadar sadece 40 sene inceledik.
they can actually live longer than 60 in captivity, so we've only done 40 years in the wild so far.

İşyerinde taciz, yol açtığı zarar yüzünden önemli bir sorun: tacize uğrayan kişiler psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar.
mobbing is a significant issue because of the harm that it causes: individuals who have been mobbed can experience psychological problems.

4 mevsimi bir yerde yaşayabiliyoruz bakın, hem doğudayız hem batıda imajında, hem tarihimiz var hem de teknolojiyi geliştiriyoruz gibi bir imaj var.
we can experience four seasons in a country. we are both in the west and east. we have both a history and a developing technology.