Je was op zoek naar: yerine koymaktan başka bir şey değil (Turks - Engels)

bundan başka bir şey değil.
there's nothing more to it than that.

adam ölüden başka bir şey değil.
the man is all but dead.

o bir hayalperesten başka bir şey değil.
he is nothing more than a dreamer.

o, bir aptaldan başka bir şey değil.
he is nothing but a fool.

bir şey değil.
don't mention it.

Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!"
[but] these are nothing but myths of the ancients.’

"İnsafsızlıktan başka bir şey değil," diyor.
"it's just ruthless," she said.

bu, geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değil."
they, are nothing but fables of the ancient times.'

"İnsan sözünden başka bir şey değil bu."
"this is nothing but the word of a human being!"

bir korkaktan başka bir şey değildir.
he is nothing more than a coward.

o, şakadan başka bir şey değildi.
it was nothing but a joke.

bu uydurmadan başka bir şey değildir.!
it is nothing but an invention.

o, bir aptaldan başka bir şey değildir.
he is anything but a fool.

bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.
these are no more than ancient legends."

bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."
these are nothing but myths of the ancients.’

bu, beşer sözünden başka bir şey değildir.”
it is nothing but the speech of a human.’

bunlar geçmişlerin masallarından başka bir şey değildir."
(all) this is naught but fables of the men of old.

o bir şey değilse, başka bir şeydir.
if it's not one thing, it's another.