Je was op zoek naar: ceset (Turks - Frans)

ceset
cadavre

ceset yiĞiniconstellation name (optional)
pile de corpsconstellation name (optional)

biz onları yemek yemeyen ceset(ler) yapmadık.
et nous n'en n'avons pas fait des corps qui ne consommaient pas de nourriture.

yerel tanıklıklar sokaklarda boğazları kesilmiş çok sayıda ceset bulunduğundan bahsediyor.
des témoignages sur place évoquent des rues jonchées de vingtaines de cadavres égorgés.

biz onları yemek yemez birer ceset kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi.
et nous n'en n'avons pas fait des corps qui ne consommaient pas de nourriture. et ils n'étaient pas éternels.

andolsun ki süleyman'ı imtihan da ettik ve tahtının üzerine bir ceset bıraktık.
et nous avions certes éprouvé salomon en plaçant sur son siège un corps.

biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık.
et nous n'en n'avons pas fait des corps qui ne consommaient pas de nourriture.

andolsun biz süleyman'ı imtihan ettik. tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.
et nous avions certes éprouvé salomon en plaçant sur son siège un corps. ensuite, il se repentit.

yemin olsun ki biz, süleyman'ı imtihan ettik, tahtının üstüne bir ceset bıraktık da o, tövbe ile allah'a yöneldi.
et nous avions certes éprouvé salomon en plaçant sur son siège un corps. ensuite, il se repentit.

biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi.
et nous n'en n'avons pas fait des corps qui ne consommaient pas de nourriture. et ils n'étaient pas éternels.