Je was op zoek naar: yalan söylüyorsun (Turks - Frans)

yalan
mensonge

yalan söylüyorlar.
ce sont vraiment des menteurs.

bana yalan söyledin.
tu m'as menti.

dilleriyle yalan söylüyorlardı.
mais ils le trompaient de la bouche, et ils lui mentaient de la langue;

neden yalan söyledin?
pourquoi as-tu menti ?

İçleri yalan doludur.››
il conçoit le mal et il enfante le mal, il mûrit dans son sein des fruits qui le trompent.

yalancı tanıksa yalan solur.
un témoin fidèle ne ment pas, mais un faux témoin dit des mensonges.

onlar, ancak yalan söylüyorlar.
ce qu'ils disent n'est que mensonge.

aslında yalan yere ant içiyorlar.››
même quand ils disent: l`Éternel est vivant! c`est faussement qu`ils jurent.

Üzgünüm, sana yalan söylemek zorundaydım.
je suis désolé, j'ai dû te mentir.

allah adına bile bile yalan söylüyorlar.
ils profèrent des mensonges contre allah alors qu'ils savent.

bile bile, allah adına yalan söylerler.
ils disent sciemment des mensonges contre allah.

allah'a yalan yakıştıranlar başarıya ulaşamazlar.
certes, ceux qui forgent le mensonge contre allah ne réussiront pas.

onlar, çirkin ve yalan olan bir söz söylüyorlar.
ils prononcent certes une parole blâmable et mensongère.

dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup söylüyorlar ki;
certes, ils disent dans leur mensonge:

onlara, yalan söylüyorsanız hangi cezaya razısınız dediler.
- quelle sera donc la sanction si vous êtes des menteurs? (dirent-ils).

dediler: "peki, yalan söylüyorsanız onun cezası nedir?"
- quelle sera donc la sanction si vous êtes des menteurs? (dirent-ils).

rahman da bir şey indirmemiştir. sadece yalan söylüyorsunuz" dediler.
le tout miséricordieux n'a rien fait descendre et vous ne faites que mentir».

onların bu hususta bir bilgileri yoktur. onlar sadece yalan söylüyorlar.
ils n'en ont aucune connaissance; ils ne font que se livrer à des conjectures.

onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. onlar sadece yalan söylüyorlar.
ils n'en ont aucune connaissance; ils ne font que se livrer à des conjectures.