Je was op zoek naar: yakalıyor (Turks - Noors)

goodman yakalıyor.
goodman snapper!

her seferinde yakalıyor.
han henter den hver gang.

sebulba'yı yakalıyor!
han tar igjen sebulba!

"jan hep yakalıyor bizi."
"jan fanger oss alltid!"

bu anlar bizi yakalıyor.
at det er øyeblikket som griper oss

yakalıyor, ama top nerede?
fangsten var vellykket, men hvor er ballen?

balboa'yu boynundan yakalıyor!
han tar strupetak på balboa!

anne, ustaca bir şekilde yakalıyor.
moren har fanget et bytte.

- hayır, gençlik günlerini yakalıyor.
hvorfor skulle han ellers velge dette stedet for å feire at du er tilbake fra korstoget?

milton bradley yuvarlanarak topu yakalıyor.
og milton bradley med sitt hopp-og-rull.

- ritmini yakalıyor. - diyeceğim o ki...
- han kommer inn i det.

gözün göremediği frekansı yakalıyor olmalı.
videoen plukker vel opp frekvensene deres på måter øyet ikke kan.

barksdale, teker teker yakalıyor hepsini.
barksdale er ute etter hevn.

- epeyce yakalıyor musun? - sen ilksin.
- får du mange?

tarzan balığa çıkıyor, denizkızı yakalıyor ha?
tarzan fisker og får havfrue?

yaşayan organizmaların içindeki biyoelektrik enerji alanlarını yakalıyor.
tar bilde av bioelektriske felt rundt levende organismer.

bayanlar şampiyonu sasha cohen, michaels'ın külotunu yakalıyor.
kvinnelig mester- - sasha cohen tar imot michaels' susp

"yakaladığınız vakit acımasız yakalıyorsunuz."
og når dere går til angrep, angriper dere som voldsmenn.