Je was op zoek naar: bugday nisastasi (Turks - Portugees)

sndavicler, muz bugday?
glickenstein inventou vida?

bugday cehennemini düsündüm.
inferno que passei.

daha fazla bugday için savasiyordu basligi için,
os rebeldes usaram armas que lhes foram dadas pelo tamono.

bugday çimi igneleri yaparak kadinin tekinin yumurtalik kanserini iyilestirmis.
curou o cancro do ovário de uma mulher ao dar-lhe bocados de relva.

ne fiziksel ne de psikolojik olarak ama biliyordum ben bugday çok dokunmak gidiyordu.
eu vou informar o ministro agora mesmo.

zeytin, karpuz, kavun, bugday ve susam bunlarin hepsini yetistirirdik.
nós tínhamos azeitonas, melancias, melões, trigo e gergelim. todas estas coisas.

onlar ay Üs'lerini geçirdiler, neredeyse beni öldürüp bedenimi bugday makinasina atmak istiyorlardi, ki bu kinama cezasiyla zaten attilar.
espera-se que se demita, antes de ser expulso. temos connosco o sr. birdwell, via satélite.

dikkatli ol lütfen... o elindeki, kesislerin imal ettigi belçika bugday birasi, sakin birakma. zira mutfakta üç light bira ve dandik bir likör kaldi.
peço-lhe que tenha atenção a onde pousa essa cerveja belga de trigo fabricada por monges, porque só restam três cervejas rascas e uma garrafa de licor na festa.

ve biz konvoylari kullaniyorduk tel aviv'den kudüs'e gitmek için, bugday, su, yiyecek, mühimmat v.b. seyler tasiyorduk.
e nós tínhamos comboios indo de tel aviv para jerusalém, levando trigo, água, comida, munição e assim por diante.

bes yillik bir kisa yetecek kadar bugdayimiz var.
temos trigo suficiente para um inverno de cinco anos.