Je was op zoek naar: patlatıyor (Turks - Portugees)

patlatıyor.
dispara.

kafa patlatıyor.
remói a história dele...

-kafa patlatıyor.
-pensa bem.

beyinlerini patlatıyor.
e mata-os a ambos.

nereleri patlatıyor?
- qual seria?

bu zenci patlatıyor.
este drogado está fora de órbita.

- kim mısır patlatıyor?
- quem está a fazer as pipocas?

benim ödümü patlatıyor.
ela dá-me nervoso miudinho.

yumrukları üst üste patlatıyor!
não para de o socar!

o benim ödümü patlatıyor.
- ele assusta-me de morte.

ama baban ödümü patlatıyor!
mas o teu pai está a assustar-me.

-bu herifler ödümü patlatıyor.
tenho muito medo deles.

- evet, önüne geleni patlatıyor.
- sim, a explodir tudo.

evlenme fikri ödünü patlatıyor.
a ideia de casamento deu-te a volta.

gözyaşı dökmüyor, şampanya patlatıyor.
ele não está a verter lágrimas, está a estourar rolhas de champanhe.

Ödünü patlatıyor. - cary'nin mi?
- ela deixa-o doido.

beni tutan kişiler ödümü patlatıyor.
as pessoas que me contrataram... dão-me arrepios.

yalnız kalmak senin ödünü patlatıyor.
- estar sozinha assusta-te.

ali soldan patlatıyor, ali sağdan patlatıyor.
ali dá um gancho de esquerda, ali dá um gancho de direita.

- az kalsın beynini patlatıyordum.
- quase lhe tirei os miolos.