Je was op zoek naar: fışkırttık (Turks - Russisch)

yeryüzünde kaynaklar fışkırttık.
Мы разверзли землю [и извели] родники.

yerden de pınarlar fışkırttık.
Мы разверзли землю [и извели] родники.

ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar.
Мы разверзли землю [и извели] родники.

onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;
Возращаем на ней сады из пальм и виноградных лоз; разливаем по ней потоки,

orada hurma ağaçları ve üzümlerden oluşan bağ ve bahçeler yetiştirdik ve pınarlar fışkırttık.
Возращаем на ней сады из пальм и виноградных лоз; разливаем по ней потоки,

biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.
Возращаем на ней сады из пальм и виноградных лоз; разливаем по ней потоки,

biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık:
Возращаем на ней сады из пальм и виноградных лоз; разливаем по ней потоки,

yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
А земле велели пролить источники: воды слились между собою по повелению, давно уже предуставленному.

ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular.
А земле велели пролить источники: воды слились между собою по повелению, давно уже предуставленному.

yerin ağırlıklarını fışkırttığı,
И на поверхность бремя тяжкое свое извергнет