Je was op zoek naar: yemek (Turks - Servisch)

yemek
obrok

Şimdiyse daha çok sembolik bir yemek.
danas je ona više simbolično jelo.

gizlice yenen yemek lezzetlidir›› der.
voda je kradena slatka, i hleb je sakriven ugodan.

yemek alanı sokak lambalarıyla aydınlatıldı.
trpezu su osvetljavala ulična svetla.

olimpiyat mönüsü: günde 400 bin yemek
olimpijsko ugostiteljstvo: 400.000 obroka dnevno

hepsi bundan cesaret alarak yemek yedi.
onda se svi razveselivši i oni jedoše.

hırvatistan'ın tabağında daha çok yemek var."
hrvatska ima puno toga na svom dnevnom redu".

"yemek, ramazan'ın önemli bir parçası.
„hrana je važan element ramazana...

sahur için yemek hazırlıyor ve aile fertlerini uyandırıyor.
ona priprema sahur -- obrok koji se jede pre svitanja -- i budi članove svoje porodice.

bosnalı müslümanlar kurban bayramını yemek ve aileyle kutladılar
bosanski muslimani proslavljaju eid ul-adha uz hranu, sa porodicom

belgrad, kentin yemek spesiyallerini kalemeydan hisarında kutladı.
beograd je slavio kulinarske specijalitete grada na kalemegdanskoj tvrđavi.

her şeyi sevdim - müzik, yemek ve içkiler." dedi.
sve mi se sviđa -- muzika, hrana i piće", rekla je linda dok je udarala nogom u ritmu truba.

hırvat başkentinde bir şarap ve yemek pişirme festivali düzenlendi.
u glavnom gradu hrvatske održana je vinska i kulinarska manifestacija.

‹‹sünnetsiz kişilerin evine gidip yemek yemişsin!›› dediler.
govoreæi: ušao si k ljudima koji nisu obrezani, i jeo si s njima.

christina artık yemek için dışarı çıkmak yerine evde yemek yapıyor.
umesto izlaska u restorane, kristina sada kuva kod kuće.

taverna petros'ta kılıçbalığı son derece tavsiye edilen bir yemek.
sabljarka u konobi petros je izuzetno dobra preporuka.

makedonya, popüler balkan yemeğini ulusal yemek olarak tescil etmek istiyor
makedonija pokušava da zaštiti popularnu balkansku hranu kao nacionalno jelo

İnsanı kirleten bunlardır. yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez.››
i ovo je što pogani èoveka, a neumivenim rukama jesti ne pogani èoveka.

baş aşçılar, 200 ülkeden gelecek insanların yemek alışkanlıklarını öğrenmek üzere eğitimden geçiriliyor.
glavni kuvari prolaze obuku kako bi se upoznali sa načinom ishrane ljudi iz 200 zemalja.

tomislav nikoliç, kiliseden gelen itirazın ardından yeniden yemek yiyip su içmeye başladı.
tomislav nikolić ponovo unosi hranu i tečnost, nakon apela crkve.