Je was op zoek naar: kurban (Turks - Spaans)

kurban
oblación

kurban bayramı
eid al-adha

ben sana kurban olurum
sere una victima para ti

cinlere kurban ettiler.
sacrificaron sus hijos y sus hijas a los demonios

oraya bile kurban kesmeye gidiyorsunuz.
sobre el monte alto y encumbrado pusiste tu cama. allí también subiste a hacer sacrificio

engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin.
pero, si os veis impedidos, ofreced una víctima conforme a vuestros medios.

alıkonursanız, kolayınıza gelen bir kurban gönderin.
pero, si os veis impedidos, ofreced una víctima conforme a vuestros medios.

artık namaz kıl rabbine ve kurban kes sen.
ora, pues, a tu señor y ofrece sacrificios.

kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin.
no os afeitéis la cabeza hasta que la víctima llegue al lugar del sacrificio.

biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.
le rescatamos mediante un espléndido sacrificio

ve biz ona fidye olarak büyük bir kurban verdik.
le rescatamos mediante un espléndido sacrificio

kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin.
no os afeitéis la cabeza hasta que la víctima llegue al lugar del sacrificio.

kurban, yerine ulaşıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin.
no os afeitéis la cabeza hasta que la víctima llegue al lugar del sacrificio.

bu sözlerle bile halkın kendilerine kurban sunmasını güçlükle engelleyebildiler.
aun diciendo estas cosas, apenas lograron impedir que el pueblo les ofreciese sacrificios

kurban, thomaching marma (14), sekizinci sınıf öğrencisiydi.
la víctima, khomaching marma, tenía solo 14 años y era estudiante del octavo curso.

eğer bunlardan alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin.
pero, si os veis impedidos, ofreced una víctima conforme a vuestros medios.

o gün mezarlarından hızlı hızlı çıkarlar; kurban taşına sürülüyorlarmış gibi...
el día que salgan de las sepulturas, rápidos como si corrieran hacia piedras erectas,

balak sığırlar, davarlar kurban etti, balamla yanındaki önderlere et gönderdi.
luego balac hizo matar toros y ovejas, y envió porciones a balaam y a los principales que estaban con él

bununla beraber bu kurban, kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin.
no os afeitéis la cabeza hasta que la víctima llegue al lugar del sacrificio.

İlahlarına buhur yakıp kurban kesen bütün yabancı karıları için de aynı şeyleri yaptı.
y así hizo para todas sus mujeres extranjeras, las cuales quemaban incienso y ofrecían sacrificios a sus dioses