Je was op zoek naar: şüphededirler (Turks - Zweeds)

ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar.
men de tvivlar och skämtar bort [frågans allvar].

hayır, bunlar kuran'ımızdan şüphededirler. hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
men de har inte ännu fått smaka mitt straff.

kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?" dediler. hayır, bunlar kuran'ımızdan şüphededirler.
här ligger helt säkert något bakom!

dikkat edin; onlar rablerine kavuşmaktan şüphededirler; dikkat edin; allah şüphesiz her şeyi bilgisiyle kuşatandır.
men [ännu] är de osäkra om de skall möta sin herre [och således uppleva uppståndelse, räkenskap och dom]! har han då inte full uppsikt över allt?

ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphededirler, bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu öldürmediler, bilakis allah onu kendi katına yükseltti.
de som är av annan mening är inte säkra på sin sak; de har ingen [verklig] kunskap om detta utan stöder sig på antaganden.

oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü. ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphededirler, bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu öldürmediler, bilakis allah onu kendi katına yükseltti.
nej, gud upphöjde honom till sin [härlighet]; gud är allsmäktig, vis.

hayır, onlar, benim vahyimden şüphedeler; hayır, onlar daha tatmadılar azabımı.
nej, det är min uppenbarelse som de tvivlar på! men de har inte ännu fått smaka mitt straff.