A partir de tradutores profissionais, empresas, páginas da web e repositórios de traduções disponíveis gratuitamente
al atardecer vinieron las codornices y cubrieron el campamento. y al amanecer había una capa de rocío alrededor del campamento
akşam bıldırcınlar geldi, ordugahı sardı. sabah ordugahın çevresini çiy kaplamıştı.
al atardecer, trajeron a él muchos endemoniados. con su palabra echó fuera a los espíritus y sanó a todos los enfermos
akşam olunca birçok cinliyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi.
hacia el atardecer isaac había salido al campo para meditar, y alzando sus ojos miró, y he aquí unos camellos que venían
akşamüzeri düşünmek için tarlaya gitti. başını kaldırdığında develerin yaklaştığını gördü.
el nivel de ruido es excesivo y esto significa que la kodak v705 posee unas prestaciones por debajo de la media en disparos al atardecer y por la noche.
bu konunun eleştiri almaması düşünülemez çünkü bu isoo değerlerinde noise oranı çok yüksek gerçekleşiyor ve bu da kodak v705 dijital kameranın loş ışıklı ortamlarda veya gece çekimlerinde ortalamanın altında bir performans sergileyeceği anlamına geliyor.
el día 14 de este mes, al atardecer, la celebraréis a su debido tiempo. la celebraréis conforme a todos sus estatutos y conforme a todos sus decretos.
bütün kurallar, ilkeler uyarınca kurbanı belirlenen zamanda, bu ayın on dördüncü gününün akşamüstü keseceksiniz.››
las paredes de al zaytoun están cubiertas con jardines verticales cercados por luminosos marcos, murales de viajes en barco al atardecer e imágenes de lianas que se enrollan alrededor de las esquinas de los edificios.
el zeytin'in duvarları parlak çerçeveli dik bahçeler, gün batımında tekne resimleri ve binaların kenarlarına değin uzayan sarmaşık çizimleriyle kaplı.
"ofrecerás el otro cordero al atardecer. presentarás una ofrenda vegetal como la de la mañana, y del mismo modo su libación. es una ofrenda quemada de grato olor a jehovah
Öbür kuzuyu akşamüstü, yakılan sunu ve rabbi hoşnut eden koku olarak, sabahki gibi tahıl sunusu ve dökmelik sunuyla birlikte bana sunacaksınız.› ›› 21,28-29 ayetlerinde de geçer.
"ofrecerás el otro cordero al atardecer. con él presentarás una ofrenda vegetal como la de la mañana, y del mismo modo su libación, como grato olor. es una ofrenda quemada a jehovah
Öbür kuzuyu akşamüstü, beni hoşnut eden koku, yakılan sunu olarak, sabahki gibi tahıl sunusu ve dökmelik sunuyla birlikte bana sunacaksınız.
al atardecer, sus discípulos se acercaron a él y le dijeron: --el lugar es desierto, y la hora ya avanzada. despide a la gente para que vayan a las aldeas y compren para sí algo de comer
akşama doğru öğrencileri yanına gelip, ‹‹burası ıssız bir yer›› dediler, ‹‹vakit de geç oldu. halkı salıver de köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar.››