Tentando aprender a traduzir a partir dos exemplos de tradução humana.
A partir de tradutores profissionais, empresas, páginas da web e repositórios de traduções disponíveis gratuitamente
tadic says an election now would be a destabilising factor.
tadiç, Åimdi yapılacak bir seçimin istikrarı bozucu olacaÄını belirtti.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
they discussed the destabilising influence of organised crime in the balkans.
İki bakan balkanlar'daki örgütlü suçların etkilerini ele aldılar.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
it is severely destabilising countries in west africa as well, the report said.
raporda, bu maddenin batı afrika'daki ülkelerde istikrarı önemli ölçüde bozduğu da belirtiliyor.
Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:
he explained he wants to avoid exercising his authority in a destabilising manner.
yetkili, yetkisini istikrarı bozucu şekilde kullanmaktan kaçındığını da belirtti.
Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:
the ohr said such suggestions were "damaging, destabilising and completely unacceptable".
ytd, bu gibi varsayımların "zarar verici, istikrar bozucu ve kesinlikle kabul edilemez" olduÄunu belirtti.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
Aviso: contém formatação HTML invisível
outgoing president vojislav kostunica, meanwhile, blasted the un tribunal, claiming that it was destabilising the country.
görevi sona ermek üzere olan cumhurbaşkanı voyislav koştunitsa ise, bm mahkemesi'ni ülkeyi istikrarsızlığa sürüklemekle suçladı.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
i believe all the citizens in macedonia are aware of these processes, which should not have a destabilising effect on the country.
tüm makedon vatandaşların bu süreçlerin bilincinde olduğuna inanıyorum.
Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:
president ibrahim rugova said the blasts late saturday were aimed at destabilising the province as international officials are reviewing its progress in meeting international democracy standards.
cumhurbaÅkanı İbrahim rugova cumartesi günü geç saatlerde meydana gelen patlamaların, uluslararası yetkililerin eyaletin uluslararası demokrasi standartlarını karÅılamada kaydettiÄi ilerlemeyi gözden geçirmekte olduÄu bir dönemde kosova'daki istikrarı bozma amaçlı olduÄunu söyledi.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
according to the group, the political calm demonstrated in the face of potentially destabilising events such as the death of the president and violence in neighbouring kosovo is promising.
grubun görüÅüne göre, cumhurbaÅkanının ölümü ve komÅu kosova'daki Åiddet olayları gibi istikrarı bozabilecek olaylar karÅısında sergilenen sükunet ümit verici.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
"it's the only solution that is potentially stabilising for the balkans rather than destabilising for the balkans," she said.
rice, "bu, balkanlar'da istikrarı bozmaktansa istikrar saÄlama potansiyeline sahip tek çözümdür." dedi.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
Aviso: contém formatação HTML invisível
after milosevic was ousted in 2000, djukanovic attempted to pursue independence, but this was halted by the international community, which saw it as a possible destabilising factor.
miloseviç'in 2000'de iktidardan indirilmesi sonrasında cukanoviç bağımsızlık ilan etmek istedi, ancak bunun istikrarı bozucu bir faktör olabileceği gerekçesiyle, uluslararası toplum bu girişimi önledi.
Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 2
Qualidade:
"the whole thing was a deliberate lot of assembled and edited footage, with the sole purpose of destabilising the country and bringing down the government," meta said.
meta, "her şey, tek amacı ülkenin istikrarını bozmak ve hükümeti devirmek olan, bir sürü montajlanmış ve üzerinde oynanmış, kasıtlı görüntüden ibaretti." dedi.
Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:
Aviso: contém formatação HTML invisível
nato said in a statement that the focus of the conference will be "drug smuggling, gun running, human trafficking, and political violence," which are destabilising the region.
nato tarafından yapılan açıklamada, konferansta, bölgede istikrarı bozan "uyuÅturucu kaçakçılıÄı, silah kaçakçılıÄı ve siyasi Åiddet" konularının ele alınacaÄı belirtildi.
Última atualização: 2012-04-07
Frequência de uso: 1
Qualidade:
Aviso: contém formatação HTML invisível
"serbia, through destabilising and extremely hindering interventions, has continued to be unhelpful," he said. "encouragement and support for the illegal structures in the north has continued and the announcement of the so-called elections -- organised by serbia in northern kosovo -- is another irresponsible and unacceptable intervention."
"sırbistan, istikrar bozucu ve son derece engelleyici müdahalelerle yardımcı olmaktan uzak kalmayı sürdürmüştür. diyen bakan şöyle devam etti: "kuzeydeki yasadışı yapılara yönelik teşvik ve destek devam etmiştir ve sırbistan tarafından kuzey kosova'da düzenlenen seçimlerin ilanı da bir başka sorumsuz ve kabul edilemez müdahaledir."
Última atualização: 2016-01-20
Frequência de uso: 1
Qualidade:
Aviso: contém formatação HTML invisível