Você procurou por: vedrai (Italiano - Turco)

vedrai, e pure loro vedranno
(sen de) göreceksin, onlar da görecekler,

e vedrai ogni comunità genuflessa.
(o gün) her ümmeti (allah'ın huzurunda) toplanmış görürsün.

dove non vedrai asperità o depressioni”.
"orada ne bir eğrilik göreceksin, ne de bir tümsek."

sui loro volti vedrai il riflesso della delizia.
nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın.

allora vedrai gli empi sconvolti, da quel che contiene.
günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: "vay başımıza!

vedrai che molti di loro si alleeranno con i miscredenti.
onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün.

quando lo vedrai, vedrai delizia e un vasto regno.
hangi tarafa baksan hep nimet, servet, ihtişam, büyük bir saltanat görürsün.

e vedrai le genti entrare in massa nella religione di allah,
allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, rabbini överek tesbih et; o'ndan bağışlama dile, çünkü o, tevbeleri daima kabul edendir.

e vedrai le montagne, che ritieni immobili, passare come fossero nuvole.
bir de o dağları görür, donuk ve hareketsiz sanırsın;oysa onlar bulutların yürüdüğü gibi yürümektedirler.

vedrai, numerosa, la prole, i tuoi rampolli come l'erba dei prati
soyun ot gibi bitecek.

e vedrai le navi solcarli sciabordando, affinché possiate procurarvi la grazia di allah.
allah'ın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri de görürsün.

nel giorno della resurrezione vedrai coloro che inventavano menzogne contro allah con i volti anneriti.
allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün.

allora vedrai gli empi sconvolti, da quel che contiene. diranno: “guai a noi!
ey muhammed! günahkârların, amel defterlerinden korkarak: "eyvah bize!

e vedrai le navi solcarli sciabordando, affinché possiate procurarvi la grazia di allah. sarete riconoscenti?
(allah'ın) lutfundan payınızı arayıp şükretmeniz için gemilerin, denizi yarıp gittiğini görürsün.

mi disse: «hai visto, figlio dell'uomo? vedrai abomini peggiori di questi»
bana, ‹‹İnsanoğlu, bunu gördün mü? bundan daha iğrenç şeyler de göreceksin›› dedi.