Обучается переводу с помощью примеров, переведенных людьми.
Добавлены профессиональными переводчиками и компаниями и на основе веб-страниц и открытых баз переводов.
festivals abound in montenegro
karadağ'da festivaller başladı
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
myths abound in the balkans.
bu konuda balkanlarda pek çok şey söyleniyor.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
sexual dimorphisms abound in nature.
cinsel dimorfizme doğada bolca rastlanır.
Последнее обновление: 2016-03-03
Частота использования: 1
Качество:
new cars abound in turkey. [reuters]
türkiye'de yeni araç bolluğu var. [reuters]
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
these gardens will abound in green, blooming branches.
bu iki cennet türlü ağaçlarla doludur.
Последнее обновление: 2014-07-03
Частота использования: 1
Качество:
other examples abound both from algebra and other fields of mathematics.
diğer örnekler cebir ve matematik diğer alanlarına hem de boldur.
Последнее обновление: 2016-03-03
Частота использования: 1
Качество:
for as the sufferings of christ abound in us, so our consolation also aboundeth by christ.
Çünkü mesihin acılarını nasıl büyük ölçüde çekiyorsak, mesih sayesinde büyük teselli de buluyoruz.
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
while both countries await a court decision, talks of new negotiations and strategies abound.
her iki ülke de mahkeme kararını beklerken, yeni müzakereler ve stratejilerle ilgili söylentiler yayılıyor.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
similar stories abound in croatia, where the faltering economy has delivered a hard blow to many businesses.
zor durumdaki ekonominin pek çok işletmeye ağır darbe indirdiği hırvatistan'da da benzer hikayelere rastlamak mümkün.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
a faithful man shall abound with blessings: but he that maketh haste to be rich shall not be innocent.
zengin olmaya can atansa beladan kurtulamaz.
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
and the lord make you to increase and abound in love one toward another, and toward all men, even as we do toward you:
rab birbirinize ve bütün insanlara beslediğiniz sevgiyi, bizim size beslediğimiz sevgi ölçüsünde çoğaltıp artırsın!
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
now the god of hope fill you with all joy and peace in believing, that ye may abound in hope, through the power of the holy ghost.
umut kaynağı olan tanrı, kutsal ruhun gücüyle umutla dolup taşmanız için iman yaşamınızda sizleri tam bir sevinç ve esenlikle doldursun.
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
examples abound -- one need only think of greece, portugal and spain -- of the economic benefits arising from international tourism.
uluslararası turizmin sağladığı faydalar saymakla bitmez – yunanistan, portekiz ve İspanya örneklerini hatırlamak yeterli.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
and god is able to make all grace abound toward you; that ye, always having all sufficiency in all things, may abound to every good work:
her zaman, her yönden, her şeye yeterli ölçüde sahip olarak her iyi işe cömertçe katkıda bulunabilmeniz için, tanrı her nimeti size bol bol sağlayacak güçtedir.
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
furthermore then we beseech you, brethren, and exhort you by the lord jesus, that as ye have received of us how ye ought to walk and to please god, so ye would abound more and more.
kardeşler, nasıl yaşamanız, tanrıyı nasıl hoşnut etmeniz gerektiğini bizden öğrendiniz. nitekim öyle yaşıyorsunuz. son olarak bu konuda daha da ilerlemeniz için rab İsa adına size rica ediyor, yalvarıyoruz.
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
nevertheless, foreign direct investment is extremely low as concerns about the legal system, corruption, higher wages with a less skilled and educated labour force than in rest of the region, and a dilapidated infrastructure abound.
yine de bozuk yargı sistemi, yolsuzluk, bölgedeki diğer yerlere kıyasla daha az eğitimli ve kalifiye iş gücü ve daha yüksek ücretler, yetersiz altyapı gibi etkenler nedeniyle yabancı doğrudan yatırım oranı aşırı derecede düşük.
Последнее обновление: 2016-01-20
Частота использования: 1
Качество:
but i have all, and abound: i am full, having received of epaphroditus the things which were sent from you, an odour of a sweet smell, a sacrifice acceptable, wellpleasing to god.
benim her şeyim var, bolluk içindeyim. epafroditusun eliyle gönderdiğiniz armağanları alınca bir eksiğim kalmadı. bunlar güzel kokulu sunular, tanrının beğenisini kazanan, onu hoşnut eden kurbanlardır.
Последнее обновление: 2012-05-06
Частота использования: 1
Качество:
"(and to preach thus), 'seek ye the forgiveness of your lord, and turn to him in repentance; that he may grant you enjoyment, good (and true), for a term appointed, and bestow his abounding grace on all who abound in merit!
af dileyin rabbinizden; sonra da tövbe ile o'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin.
Последнее обновление: 2014-07-03
Частота использования: 1
Качество:
Предупреждение: Содержит скрытое HTML-форматирование