Вы искали: предотвратяване (Болгарский - Турецкий)

Необходимостта от предотвратяване на
evrensel de değildir: uyuşturucu kullanmayan pek çok sabıkalı vardır ve pek çok uyuşturucu bağımlısı kullanıcı da (suç teşkil ettiği durumlarda uyuşturucu kullanma/bulundurmadan başka) suç işlememektedir.

Предотвратяване открадването на фокуса
odak çalma koruması

Ниво на предотвратяване на открадването на фокуса:
odak çalmayı engelleme seviyesi:

Гърция обяви нови мерки за предотвратяване на фалит
yunanistan, iflası önleme amaçlı yeni paketi açıkladı

Македония изготвя законопроект за предотвратяване на конфликт на интереси
makedonya Çıkar Çatışmalarını Önleme konulu yasa tasarısını hazırladı

Албания увеличава нивото на готовност за предотвратяване на терористични действия
arnavutluk terör eylemlerini Önlemek İçin alarm seviyesini artırdı

Акцентът бе върху общите усилия за предотвратяване на природни бедствия.
toplantıda doğal afetleri önleme amaçlı ortak çabalar ele alındı.

Посочете главна парола за предотвратяване на неупълномощен изход от обслужващ режим
kiosk modundan izinsiz çıkışları engellemek için bir ana parola belirleyin

"Тук не става дума само за предотвратяване на нови ужаси като този от Сребреница.
bakan yardımcısı ,"olay sadece srebrenika'daki gibi vahşetlerin yeniden meydana gelmesini önlemek değil, çok daha fazlasıdır.

Акцентирането върху дейностите по премахване или предотвратяване на рисковете е от първостепенно значение.
Önemli olan, riskleri önlemek veya ortadan kaldırmak için yapılan çalışmaları öncelikli tutmaktır.

Бизнес: Световната банка одобри безвъзмездна помощ за Косово за предотвратяване на птичи грип
İş dünyası: dünya bankası, kosova'ya kuş gribini önlemek için bağış yapılmasını kabul etti

Голям прогрес представлява приемането на закона за предотвратяване на корупцията и създаването на антикорупционната комисия.
yolsuzlukların Önlenmesine İlişkin kanunun çıkarılması ve yolsuzlukla mücadele komisyonunun kurulması ile önemli bir aşama kaydedildi.

Икономическият министър Бранко Вукелич заяви, че увеличението е необходимо за предотвратяване на недостига на електричество.
ekonomi bakanı branko vukeliç, elektrik kesintilerini önlemek için zammın gerekli olduğunu söyledi.

В отговор на тази статистика висши държавни органи неотдавна обявиха планове за предотвратяване на насилието срещу жени.
bu istatistiğe yanıt olarak üst düzey devlet mercileri ise, kadına karşı şiddeti önlemek için kısa süre önce birtakım planlar açıkladılar.

В същото време демократическите институции гарантират спазването на основните права и спомагат за предотвратяване на вътрешните и регионалните конфликти.
Öte yandan demokratik kurumlar da, bireylerin temel haklarının korunmasını, yerel ve bölgesel çatışmaların önlenmesini sağlıyor.

Рециклиране на отпадъци (и предотвратяване на отделянето на отпадъци) е тясно свързано с употребата на материали.
yurtiçi malzeme tüketimi (dmc), ulusal bir ekonomi tarafından pratikte tüketilen malzemelerin (su ve hava hariç) toplamıdır.

"Когато става дума за предотвратяване на корупцията, не може да се говори за развитие," каза Алистар.
"biz yolsuzluğu önlemekten bahsederken, hiçbir gelişme olmadı," diyen alistar şöyle devam ediyor: "tutarlı mekanizmalara sahip değiliz.

Каква е ролята на правилата и нормите (формални или неформални) за предотвратяване на социално неотговорното поведение?
toplumsal sorumluluk taşımayan davranışlara getirilen kısıtlarda (yazılı ve yazılı olmayan) kuralların işlevi nedir?

Вътрешният министър Драган Йочич описа задачата на своето министерство като предотвратяване на "всякакви размирици или терористични инциденти на територията на Сърбия".
İçişleri bakanı dragan jociç bakanlığının görevinin "sırbistan toprakları içinde herhangi bir ayaklanma veya terör olayını" önlemek olduğunu söyledi.

Известна като "транс-доставка", тази практика се оказва трудна за "засичане и предотвратяване", смята Бранан.
brannan'a göre, aktarmalı nakliye adı verilen bu uygulamayı "tespit etmek ve caydırmak" zor.