Добавлены профессиональными переводчиками и компаниями и на основе веб-страниц и открытых баз переводов.
for neither at any time used we flattering words, as ye know, nor a cloke of covetousness; god is witness:
bildiğiniz gibi, hiçbir zaman pohpohlayıcı sözlerle ya da açgözlülüğü örten bir maskeyle gelmedik. tanrı buna tanıktır.
for from the least of them even unto the greatest of them every one is given to covetousness; and from the prophet even unto the priest every one dealeth falsely.
peygamberler, kâhinler, hepsi halkı aldatıyor.
and through covetousness shall they with feigned words make merchandise of you: whose judgment now of a long time lingereth not, and their damnation slumbereth not.
açgözlülüklerinden ötürü uydurma sözlerle sizi sömürecekler. onlar için çoktan beri verilmiş olan yargı gecikmez. onları bekleyen yıkım da uyuklamaz.
and he said unto them, take heed, and beware of covetousness: for a man's life consisteth not in the abundance of the things which he possesseth.
sonra onlara, ‹‹dikkatli olun!›› dedi. ‹‹her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.››
so fear allah as much as ye can; listen and obey and spend in charity for the benefit of your own soul and those saved from the covetousness of their own souls,- they are the ones that achieve prosperity.
allah'a karşı gelmekten gücünüzün yettiği kadar sakının, buyruklarını dinleyin, itaat edin; kendinizin iyiliğine olarak mallarınızdan sarfedin; nefsinin tamahkarlığından korunan kimseler, işte onlar saadete erenlerdir.
and it is also due unto those who are settled in the dwelling and the faith before them, loving those who have migrated unto them, and finding in their breasts no desire for that which hath been given them, and preferring them above themselves even though there was want amongst them. and whosoever is preserved from covetousness of his soul, then those! - they are the blissful.
ve onların göçmesinden önce yurtlarını hazırlayıp orasını bir iman konağı haline getirenlere ve yurtlarına göçenleri sevenlere ve onlara verilen şeylere karşı gönüllerinde bir ihtiyaç, bir istek duymayanlara ve ihtiyaçları bile olsa onları kendilerinden üstün tutanlara gelince: ve kim, nefsinin hırsından, kıskançlık ve nekesliğinden geçerse gerçekten de o çeşit kimselerdir kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.