You searched for: • places exposed to vibrations (Engelska - Turkiska)

• places exposed to vibrations
titreşime maruz yerler

• places exposed to direct sunlight
doğrudan güneş ışığına maruz kalan yerler

• places exposed to soot, steam, or heat (kitchens, etc.)
İs, buhar ve ısı (mutfaklar, vb.)’ya maruz kalan yerler

he was exposed to danger.
o, tehlikeye maruz kaldı.

he was exposed to many dangers.
birçok tehlikelere maruz kaldı.

thousands of greeks still exposed to asbestos
binlerce yunanlı hala asbeste maruz kalıyor

they will be exposed to it morning and evening.
sabah akşam ona sunulurlar.

they were exposed to the enemy's gunfire.
düşmanın ateşine maruz bırakıldılar.

the soldiers were exposed to the enemy's fire.
askerler düşman ateşine maruz kaldı.

in fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.

270,000 people were exposed to dangerous radiation levels.
270.000 kişi tehlikeli radyasyon seviyelerine maruz bırakıldı.

living organisms were exposed to three months in space.
canlı organizmalar üç ay boyunca uzay koşullarına maruz bırakıldı.

the ballast is the layer which is exposed to dynamic stress.
balast, dinamik strese maruz kalan katmandır.

and that thou thirstest not therein nor art exposed to the sun's heat.
"burda ne susuzluk çeker, ne de sıcaktan bunalırsın."

those exposed to the world war ii scenario made more interventionist recommendations than the others.
İkinci dünya savaşı senaryosuna maruz kalanlar diğerlerine oranla daha müdahaleci tavsiyelerde bulundu.

and we will bring forth hell, exposed to view, on that day before the unbelievers.
gözleri benim kitabım karşısında perdeli olup, kur'ân’ı dinlemeye tahammül edemeyen kâfirlere, o gün cehennemi gösteririz, cehennemle karşı karşıya koyarız onları.

women from marginalised and groups that are manifold discriminated against are particularly exposed to violence.
başta ötekileştirme ve ayrımcılığa maruz kalan gruplara mensup kadınlar şiddet görüyor.

on that day you shall be exposed to view-- no secret of yours shall remain hidden.
(ey insanlar! ) o gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.

sarajevo was exposed to mass artillery weapons, air defence guns targeting civilians, and modified airplane bombs.
saraybosna kitlesel topçu silahları, sivilleri hedef alan hava savunma silahları ve değiştirilmiş hava bombalarına maruz kaldı.

so that ice sheet is partly floating, and it's exposed to the ocean, to the ocean heat.
bu buz tabakası kısmen yüzüyor ve okyanusa, okyanus ısına maruz kalıyor.