You searched for: but she is funny (Engelska - Turkiska)

this is funny
bu komiktir

tom is funny.
tom komik.

this sentence is funny.
bu cümle eğlenceli.

here she is.
İşte bu.

here she is!
İşte o!

but she knows where he is.
ama o, oğlunun nerde olduğunu biliyor.

but she ate it.
ama yedi onu.

tom may not think this is funny.
tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir.

but she finally did.
ama sonunda bitirmişler.

mary is young, but she is not innocent.
mary gençtir fakat masum değildir.

it is true she is young, but she is wise.
genç olduğu doğru, ama akıllı.

but she gave it a try.
fakat yine de bu işe bir şans vermiş.

but she pointed to the babe.
(tanıklık için) onu gösterdi.

it is true that she is pretty, but she is selfish.
onun güzel olduğu doğrudur, ama bencil.

but she went into crochet overdrive.
tığ işi komasına girdi.

i mean -- and this is funny, it looks funny here.
yani -- bu komik de. buradan bakınca komik.

but she gives my sister everything.
ama ablama her şeyi veriyor.

my friend kei is beautiful, but she is not considerate to others.
arkadaşım kei güzel, ama başkalarına saygılı değil.

and he has a sweetheart, but she is american woman, not chinese.
ve bir sevgilisi var, ama o amerikalı, Çinli değil.

her native language is german, but she is also fluent in english.
ana dili almanca olan genç oyuncu, aynı zamanda iyi derecede İngilizce biliyor.