You searched for: envy (Engelska - Turkiska)

envy
kıskançlık

penis envy
penis kıskançlığı

i envy her.
ona gıpta ediyorum.

i envy you so much.
seni çok kıskanıyorum.

i don't envy her.
onu kıskanmam.

so we start to envy them.
ve biz de onları kıskanmaya başlıyoruz.

he was the envy of his friends.
o, arkadaşlarını kıskanıyordu.

at the un, how we envy the world cup
bm'den "dünya kupası'na nasıl imreniyoruz"

for he knew that for envy they had delivered him.
İsayı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu.

then they will say: "nay, you envy us."
bu kez şöyle diyecekler: "hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz."

so they will say, "rather, you envy us."
bu kez şöyle diyecekler: "hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz."

lust, gluttony, greed, sloth, wrath, envy, pride
şehvet, oburluk, açgözlülük, tembellik, öfke, kıskançlık, gurur.

"world series fever offers no relief from agony of stadium envy.
"world series fever offers no relief from agony of stadium envy.

the reason why we don't envy her is because she's too weird.
kıskanmamamızın nedeni, onun çok tuhaf olmasıdır.

it's children's delight, a teacher's envy, as they say.
Çocuğu eğlendiren, öğretmeni imrendirir derler.

"and from the evil of the envier when he envies."
ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.