Att försöka lära sig översätta från mänskliga översättningsexempel.
Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
that of itself is flagrant sin.
apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
this is in itself a flagrant sin!
apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
would you take it by way of calumny and flagrant sin?!
o malı bir iftira ve açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız?
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
seven of the nine judges have been in flagrant conflict of interest.
dokuz yargıcın yedisi açık çıkar çatışması içinde bulunuyor.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
any one of you who commits a flagrant act of misconduct shall be doubly punished.
sizden kim açık bir fuhuş (edepsizlik) yaparsa onun için azab iki kat yapılır.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
see how they attribute their own lying inventions to god. this is in itself a flagrant sin!
bak, nasıl da allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
those who offend faithful men and women undeservedly, certainly bear the guilt of slander and flagrant sin.
kadın ve erkek, inananlara, yapmadıkları suçlar yüzünden eziyet edenler, pek büyük bir yalan ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
do not expel them from their houses, nor let them go forth, except when they commit a flagrant indecency.
apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
in addition, there were "indications of repeated, multiple and flagrant breaches of electoral law".
bunun yanında, "seçim yasasının tekrarlı, birden fazla ve apaçık ihlali" de mevcut.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering
those who harm believing men and believing women, for acts they did not commit, bear the burden of perjury and a flagrant sin.
mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
ferronikeli is a flagrant case where a lack of political will to fix the issue of job security threatens workers' lives," he told setimes.
ferronikel, iş güvenliği sorununu çözme yönündeki siyasi irade eksikliğinin, işçilerin hayatını tehdit ettiği çirkin bir örnektir."
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering
and whoso committeth a delinquency or crime, then throweth (the blame) thereof upon the innocent, hath burdened himself with falsehood and a flagrant crime.
kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
the most flagrant irregularities are believed to have happened in skenderaj/srbica where the central election commission (cec) reported turnout of over 94%.
en bariz usulsüzlüklerin ise, oy kullanma oranının merkez seçim komisyonu (cec) tarafından yüzde 94 olarak açıklandığı skenderaj/srbica bölgesinde yaşandığı düşünülüyor.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
in a special statement, gsp president gabriel comanescu described the iranian military's occupation of his company's rig as a "flagrant breach of all the international rules".
gsp başkanı gabriel comanescu yaptığı özel açıklamada, İran ordusunun şirketinin platformunu işgal etmesini "bütün uluslararası kuralların açık bir ihlali" olarak nitelendirdi.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering