You searched for: great grandfather (Engelska - Turkiska)

grandfather
dede

for grandfather
büyükbabam için

tom's great grandfather was born blind.
tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.

tom's great great grandfather was a pirate.
tom'un büyük büyük büyükbabası bir korsandı.

that is my grandfather.
bu benim büyük babam.

grandfather's clock
büyükbabanın saati

he adores his grandfather.
o, büyük babasına tapar.

how old is your grandfather?
büyük baban kaç yaşındadır?

tom is mary's grandfather.
tom mary'nin büyükbabasıdır.

where's my grandfather?
dedem nerede?

and he lived in that house that his great-grandfather had built.
ve büyük dedesinin yaptığı evde yaşardı.

do you remember your grandfather?
büyükbabanı hatırlıyor musun?

he's just like his grandfather.
o tıpatıp büyükbabası gibidir.

he reminds me of my grandfather.
o bana büyük babamı hatırlatıyor.

...the grandfather paradox is impossible.
gerçek kimliği hakkında birçok teori vardır.

he carried his grandfather on his back.
büyük babasını sırtında taşıdı.

my grandfather takes medicine every day.
dedem her gün ilaç alır.

he must have been named after his grandfather.
büyükbabasının adını almış olmalı.

his father, joseph james thomson, ran an antiquarian bookshop founded by a great-grandfather.
babası, joseph james thomson, İskoç büyük-büyükbabası tarafından kurulmuş olan bir antik kitap dükkanı çalıştırıyordu.

broz proudly recalls his grandfather's achievements.
broz, büyükbabasının başarılarını gururla anıyor.