You searched for: guaranteeing (Engelska - Turkiska)

Datoröversättning

Att försöka lära sig översätta från mänskliga översättningsexempel.

English

Turkish

Info

English

guaranteeing

Turkish

 

Från: Maskinöversättning
Föreslå en bättre översättning
Kvalitet:

Mänskliga bidrag

Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.

Lägg till en översättning

Engelska

Turkiska

Info

Engelska

"there will be difficulties in guaranteeing economic growth in 2009.

Turkiska

tiran avrupa Üniversitesi rektörü adrian civici, "2009 yılında ekonomik büyümeyi güvence altına almakta güçlükler yaşanacak.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering

Engelska

belgrade is guaranteeing his release on bail until the trial begins.

Turkiska

belgrad sanığın duruşma tarihine kadar kefaletle serbest bırakılmasını garanti ediyor.

Senast uppdaterad: 2012-04-07
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

he stressed the importance of guaranteeing political stability and security for all communities in kosovo.

Turkiska

yetkili, kosova'daki bütün toplumlara siyasi istikrar ve güvenlik güvencesi sağlamanın önemini vurguladı.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

the preamble has a special article guaranteeing the rights of kosovo serbs and other minorities.

Turkiska

anayasanın girişinde kosovalı sırplar ve diğer azınlıkların haklarını güvence altına alan özel bir madde yer alıyor.

Senast uppdaterad: 2012-04-07
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

macedonia is the only southeast european country that has not yet passed a law guaranteeing free access to information.

Turkiska

makedonya, bilgiye serbest erişimi güvence altına alan bir yasayı geçirmemiş olan tek güneydoğu avrupa ülkesi.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

the joint declaration underscored the three countries' roles in guaranteeing regional security and stability.

Turkiska

ortak bildirgede üç ülkenin bölgesel güvenlik ve istikrarı güvence altına almadaki rollerinin altı çizildi.

Senast uppdaterad: 2012-04-07
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

in sofia, macedonian, albanian and bulgarian prime ministers signed a declaration guaranteeing realisation of the project.

Turkiska

makedonya, arnavutluk ve bulgaristan başbakanları sofya'da bir araya gelerek, projenin gerçekleştirilmesini garanti altına alan bir bildiriye imza attılar.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

he made the statement during a visit to the high court of justice, which is tasked with guaranteeing free and fair elections.

Turkiska

topi'nin açıklaması, özgür ve adil seçimleri güvence altına almakla görevli yüksek adalet divanı'na yaptığı ziyarette geldi.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

and we need to watch to make sure that the government supports measures for guaranteeing media freedom, develops the legal aspects and ensures implementation.

Turkiska

hükümetin, basın özgürlüğünü sağlamaya yönelik gerekli önlemleri desteklemesi, yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesi ve uygulaması gerekiyor.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

extent. competition is therefore a simple and efficientmeans of guaranteeing consumers a level of excellencein terms of the quality and price of products andservices.

Turkiska

o halde rekabet, tüketicilere ürünlerin vehizmetlerin kalite ve fiyatında mükemmellikdüzeyinisağlayan basit ve etkin bir araçtır.

Senast uppdaterad: 2014-02-06
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

the law implements constitutional principles guaranteeing free access and the right to receive and transfer information, and requires information holders to operate in a transparent manner.

Turkiska

yasada bilgiye serbest erişim ve bilgi alma ve aktarma hakkını güvence altına alan anayasa ilkeleri uygulanıyor ve bilgi sahiplerine çalışmalarını şeffaf şekilde yürütme şartı getiriliyor.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:

Engelska

on the other hand, we should know that 16,000 nato, kfor troops are present in kosovo, thus guaranteeing the security and the stability of the country.

Turkiska

diğer yanda, kosova'da 16 bin nato, kfor askerinin bulunduğu ve ülkede güvenlik ve istikrarı sağladığını bilmemiz gerekiyor.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

"if the akp leaders announce changes to the constitution and laws guaranteeing basic kurdish rights, then on our side the situation will also ease," he added

Turkiska

milletvekili, "akp liderleri kürtlerin temel haklarını güvence altına alan anayasa değişiklikleri ve yasaları duyurursa, o zaman durumla ilgili tutumumuz da kolaylaşır." diye de ekledi.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering

Engelska

"despite a series of irregularities and unpleasant details, in general the objective of guaranteeing the process, the quietness and democratic normality was realised."

Turkiska

"bir dizi usulsüzlük ve nahoş ayrıntıya rağmen, süreci, sessizliği ve demokratik normalliği garanti etmeye yönelik genel amaca ulaşılmıştır."

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering

Engelska

"now the turkish authorities should focus on guaranteeing full freedom of expression," rehn said, urging amendments to similar articles in order to stop unfounded prosecutions.

Turkiska

"Şimdi türk makamları tam ifade özgürlüğünü garanti altına almaya odaklanmalıdır." diyen rehn, yersiz kovuşturmaları durdurmak için benzer maddelerde de değişiklikler yapılması yönünde çağrıda bulundu.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:

Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering

Engelska

the monastery's museum collections hold the ahd-namah (the order) of sultan mehmed ii the conqueror guaranteeing security and freedom to the franciscans.

Turkiska

manastırın müze koleksiyonlarında, fatih sultan mehmet'in fransiskenlere güvenlik ve özgürlük teminatı veren ahdnamesi bulunuyor.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:

Engelska

it also said montenegro should apply the legal and political framework for anti-discrimination in accordance with european and international standards, guaranteeing the legal status of displaced persons, particularly roma, ashkali and egyptians.

Turkiska

belgede, karadağ'ın ayrımcılıkla ilgili olarak avrupa ve uluslararası standartlara uygun ve başta roman, aşkali ve mısırlılar olmak üzere yerlerinden edilen insanların yasal statüsünü güvence altına alan bir yasal ve siyasi çerçeve hazırlayıp uygulaması gerektiği de belirtiliyor.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Engelska

"a new constitution would cement the stability of institutions guaranteeing democracy, the rule of law, human rights and respect for and protection of minorities and address long-standing problems, including the kurdish issue," the report underlines.

Turkiska

raporda, "yeni bir anayasa, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların saygı görmesi ve korunmasını güvence altına alan kurumların istikrarını perçinleyecek ve kürt sorunu da dahil olmak üzere geçmişten gelen problemleri çözecektir." ifadesi yer alıyor.

Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:

Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering

Få en bättre översättning med
7,762,927,179 mänskliga bidrag

Användare ber nu om hjälp:



Vi använder cookies för att förbättra din upplevelse. Genom att fortsätta besöka den här webbplatsen godkänner du vår användning av cookies. Läs mer. OK