You searched for: i have a high opinion of myself (Engelska - Turkiska)

i have a high opinion of him.
onunla ilgili iyi bir izlenimim var.

i have a high opinion of this book.
bu kitap benim gözümde çok kıymetlidir.

i have a different opinion.
farklı bir fikrim var.

tom has a high opinion of mary.
tom'un mary ile ilgili yüksek görüşü var.

he had a high opinion of her abilities.
o, yetenekleri ile ilgili yüksek bir görüşe sahipti.

i have a different opinion on that subject.
o konuda farklı bir görüşüm var.

i have a bomb.
bir bombam var.

i have a stomachache.
karnım ağrıyor.

cats have a high breeding rate.
kediler yüksek bir üreme oranına sahiptir.

oranges have a high vitamin content.
portakalların yüksek vitamin içeriği vardır.

i have an opinion of this myself because of the business i'm in, but, in fact, people, it turns out, are getting smarter.
İşim yüzünden benim bu konuda bir fikrim var tabi. ama, ortaya çıkan sonuç daha zeki olduklarını gösteriyor.

so now we not only have a high-fiber bread, but now fiber on top of fiber.
yani bu şu an sadece yüksek fiberli bir ekmek değil, fiber üstüne fiber var.

what that means is that you have to have a high performance or value for cost.
bunun anlamı, yüksek bir performansınız ya da düşük maliyetiniz olması gerektiğidir.

nothing shall have occurred which, in the reasonable opinion of ebrd, might have a material adverse effect.
ebrd'nin makul görüşüne göre maddi olumsuz etkisi oluşturabilecek hiçbir husus olmayacaktır.

we will have to decide whether to have a low birth rate, or a high death rate.
ya düşük doğum oranına karar vereceğiz ya da yüksek ölüm oranına

they have a high standing with their lord, his forgiveness and an honourable provision made for them.
onlar için rab'leri yanında dereceler, bağışlanma ve tükenmez rızık vardır.

"ex soldiers are mostly unemployed, without a high opinion of themselves, have huge existential problems and are additionaly burdened by post-war health issues.
setimes'a konuşan tuzlalı psikolog branka hadzi-ristiç, "eski askerler çoğunlukla işsizler, kendilerine değer vermiyorlar, çok büyük varoluşsal sorunları var ve savaş sonrası sağlık sorunları da onlara ek yük getiriyor.

four municipalities, bar, budva, pluzine and podgorica, have a high level of human development (hdi>0.800).
bar, budva, pluzine ve podgorica kentlerinde ise insani kalkınma düzeyi yüksek (hdi>0.800).

any circumstance or event occurs which, in the reasonable opinion of ebrd, is likely to have a material adverse effect.
ebrd'nin makul görüşüne göre maddi olumsuz etkisi oluşturabilecek herhangi bir durum veya olay.

no man taketh it from me, but i lay it down of myself. i have power to lay it down, and i have power to take it again. this commandment have i received of my father.
canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. bu buyruğu babamdan aldım.››