You searched for: never ever (Engelska - Turkiska)

ever
daima

ever.
ever.

4 ever
forever

ever yaptim
sevmedim

usually ever
sözleşme

ever again. "
bir daha asla. "

i'll never ever hurt you again.
seni bir daha asla üzmeyeceğim

and remember, never ever swim with aggression.
ve hatırlaman gereken diğer bir konu, asla ama asla saldırgan bir biçimde yüzme.

and finally: never ever join the beatles.
ve sonuncusu: kesinlikle beatles'a katılmayın.

i never want to see you here ever again!
ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.

and never would you succeed, then - ever."
o takdirde bir daha asla kurtulamazsınız."

i had never in my life ever tasted candy.
hayatımda önceden hiç şeker yememiştim.

i have never, ever heard such utter bollocks.
daha önce hiç böyle bir söylem duymamıştım.

i never thought i'd ever see you again.
seni şimdiye kadar tekrar göreceğimi hiç düşünmemiştim.

and the grandmother had never let any westerners ever see her.
büyükanne, hiçbir batılının onu görmesine izin vermemişti.

so we never, ever dealt with actual study books.
o yüzden biz hiçbir zaman çalışma kitaplarıyla uğraşmadık.

i've never trusted tom and i doubt i ever will.
tom'a asla güvenmedim ve her zaman güveneceğimden kuşkuluyum.

but without data, those models will never ever be predicted.
fakat veri olmadan, bu modeller asla öngörülemeyecekler.

and the number one presentation tip: never, ever look at the screen.
ve bir numaralı sunum tüyosu: asla, asla ekrana bakmayın.

and i could go five years and never, ever see a homeless person.
ve beş yıl kiliseme gidebilirim ve asla hiç bir evsiz insan göremem.