You searched for: say so (Engelska - Turkiska)

say-so
yetki

he did say so.
o, öyle söyledi.

he did not say so.
o öyle söylemedi.

tom didn't say so.
tom öyle söylemedi.

it's safe to say so.
Öyle söylemek güvenlidir.

why didn't you say so?
neden öyle demedin ki?

he will say: ‘so it is.
(allah) buyurur ki: İşte böyle.

why didn't you just say so?
neden sadece öyle söylemedin?

it is kind of you to say so.
Öyle söylediğiniz için naziksiniz.

he will say: so (it must be).
(allah) buyurur ki: İşte böyle.

it was just, "because i say so.
sadece, "ben öyle söylüyorum.

i don't like those who say so.
Öyle söyleyenleri sevmiyorum.

bring then our fathers if ye say so.
" doğru söylüyorsanız, atalarımızı getirin."

he had nothing to say, so he went away.
söyleyecek bir şeyi yoktu, bu yüzden gitti.

it is quite common for him to say so.
onun öyle söylemesi çok sıradandır.

if you don't want to go, just say so.
eğer gitmek istemiyorsan sadece söyle.

and they say, "so how can i be a sociologist?
onlar da, "e, ben nasıl sosyolog olabilirim?

although he will say so but his wish will never come true.
asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir.

he didn't know what to say, so he remained silent.
ne diyeceğini bilmiyordu, bu yüzden sessiz kaldı.

i say so although you may think that i am doting."
umarım bana bunaklık isnat etmezsiniz."