You searched for: là je n’ai pas trop anticipé (Franska - Turkiska)

je n'ai pas peur.
korkmuyorum.

je n'ai pas compris
afiyet olsun

je n'ai pas vérifié du tout
hiç kontrol etmedim

j'ai pas vu
görmedim

j’ai pas été arrêté.
tutuklanmış falan değilim.

je n`ai pas appris la sagesse, et je ne connais pas la science des saints.
kutsal olana ilişkin bilgiden de yoksunum.

qu'ils ne soient pas trop pressés.
acele etmelerine hiç gerek yok, nasılsa ona kavuşacaklar!

je crois que tant que je ne mange pas trop, je perdrai certainement du poids.
İnanıyorum ki çok yemediğim müddetçe, kesinlikle kilo vereceğim.

je n`ai pourtant commis aucune violence, et ma prière fut toujours pure.
duam içtendir.

car je n`ai pas eu la pensée de savoir parmi vous autre chose que jésus christ, et jésus christ crucifié.
aranızdayken, İsa mesihten ve onun çarmıha gerilişinden başka hiçbir şey bilmemeye kararlıydım.

en conséquence, roi agrippa, je n`ai point résisté à la vision céleste:
‹‹bunun için, ey kral agrippa, bu göksel görüme uymazlık etmedim.

je n`ai pas abandonné les commandements de ses lèvres; j`ai fait plier ma volonté aux paroles de sa bouche.
günlük ekmeğimden çok ağzından çıkan sözlere değer verdim.

je rends grâces à dieu de ce que je n`ai baptisé aucun de vous, excepté crispus et gaïus,
hiç kimse benim adımla vaftiz edildiğinizi söylemesin diye krispusla gayustan başka hiçbirinizi vaftiz etmediğim için tanrıya şükrediyorum.

nous pouvons continuer à jouer pour autant que nous ne fassions pas trop de bruit.
oynamaya devam edebiliriz, yeter ki çok fazla gürültü yapmayalım.

car j`ai été enlevé du pays des hébreux, et ici même je n`ai rien fait pour être mis en prison.
Çünkü ben İbrani ülkesinden zorla kaçırıldım. burada da zindana atılacak bir şey yapmadım.››

et il raisonnait en lui-même, disant: que ferai-je? car je n`ai pas de place pour serrer ma récolte.
adam kendi kendine, ‹ne yapacağım? Ürünlerimi koyacak yerim yok› diye düşündü.

a cause de toutes tes abominations, je te ferai ce que je n`ai point encore fait, ce que je ne ferai jamais.
yaptığınız bütün iğrençlikler yüzünden önceden yapmadığımı, bir daha yapmayacağımı size yapacağım.

et quand je distribuerais tous mes biens pour la nourriture des pauvres, quand je livrerais même mon corps pour être brûlé, si je n`ai pas la charité, cela ne me sert de rien.
varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.

le rendu des couleurs de l'appareil et bon, il ne sature pas trop les couleurs comme avant.
cihaz bu noktada aşırıya kaçmıyor.

ainsi parle l`Éternel: si je n`ai pas fait mon alliance avec le jour et avec la nuit, si je n`ai pas établi les lois des cieux et de la terre,
rab diyor ki, ‹gece ve gündüzle bir antlaşma yapıp yerin, göğün kurallarını saptamasaydım,