You searched for: fremtidig (Norska - Turkiska)

fremtidig artikkel:
gelecek makale için not.

en fremtidig pulitzerprisvinner.
geleceğin pulitzer Ödüllü yazarları.

- en fremtidig leietaker.
- müstakbel kiracılarımızdan.

ok, fremtidig mann, hvor?
pekala, gelecekten gelen çocuk.

fremtidig secret servicemann.
- geleceğin gizli servis ajanı.

fremtidig miljøpolitikk: noen refleksjoner
gelecekteki çevresel öncelikler: bazı düşünceler

jeg venter stor fremtidig vekst.
geleceğimdeki girişken büyümeyi önceden görebiliyorum.

gjelder det også fremtidig innsikt?
gelecekteki görüşleriniz buna dahil mi?

- du er cloisters fremtidig dronning.
- sen cloister'in müstakbel kraliçesisin.

en fremtidig konge gjør alltid det.
geleceğin kralları hep tanışır.

fremtidig ansettelse, status og støtte.
kariyer olanakları... İtibar...

en fremtidig doktoravhandling og en flott bakstuss.
geleceğin doktoru, hem de güzel kıçlı.

en fremtidig Årets pirat trenger skjønnhetssøvnen sin.
müstakbel yılın korsanının güzellik uykusuna ihtiyacı var.

for det første, du ligner en fremtidig pedofil.
kafamızı toplayalım biraz. düzgün bir kimlik bu.

det er ingen god oppførsel for en fremtidig profet.
bu bir peygambere yakışacak davranış değil

jeg har alltid behandlet hver mann som en fremtidig kunde.
her zaman herkese olası bir müşteri gibi davranırım.

men nye demokrater er en viktig del av en fremtidig regjering.
ama tabii ki yeni demokratlar'ı olası bir hükümetin önemli bir parçası olarak görüyoruz.

når man må foreta valg... som all fremtidig lykke beror på?
ve yapmamız gereken tercihlerin... gelecekteki mutluluğumuzu nasıl etkileyeceğini?

eller "et fremtidig ty skland kan bare være en forbundsrepublikk."
veya "almanya'nın geleceği federasyondur."

fremtidig miljøpolitikk: noen re g miljøpolitikk: noen refleksjoner f le k s j on er
gelecekteki çevresel öncelikler: bazı düşünceler