You searched for: önemsemeyen (Turkiska - Engelska)

bunlar ise klasik müziği önemsemeyen insanlar.
these are the people who don't mind classical music.

söz konusu artışı önemsemeyen bajiç, çoğu mülkiyetle ilgili olmak üzere çözülmemiş suç vakalarının giderek artan oranından duyduğu endişeyi dile getirdi.
while downplaying the increase, he voiced concern over the growing rate of unsolved crimes, most involving property.

ancak imf'nin bu hamlesini çok da önemsemeyen maliye bakanı bedri hamza, yeni bir incelemenin ardından kredilerin yeniden kullanılabilir hale geleceğini düşünüyor:
but finance minister bedri hamza is downplaying the significance of the imf's move. he says he expects the loans will become available again after a new review is conducted.

kendisini zengin görüp önemsemeyene gelince;
as for he who is sufficed