You searched for: senin yaşın (Turkiska - Engelska)

senin
my photo

yaşın,
yaşın,

ben senin yaşındaydım.
i used to be your age.

yaklaşık senin yaşındayım.
i am about your age.

bir zamanlar senin yaşındaydım.
i was your age once.

senin yaşında daha iyi bilmelisin.
at your age, you ought to know better.

o yaklaşık olarak senin yaşında.
she is about your age.

ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.
i'm twice your age.

tom'un yaklaşık senin yaşında bir kızı var.
tom has a daughter about your age.

ben senin yaşındayken, okula her gün bisikletle gider gelirdim.
when i was your age, i bicycled to and from school every day.

ben senin yaşındayken, virgil ve diğerlerinin hepsini ezbere bilirdim.
when i was your age, i knew virgil and all the others by heart.

bir ona şöyle dedim " biliyor musun, ben senin yaşındayken, böyle şeyler yapmazdım.
so i asked her one day, "you know, when i was your age, i didn't make these.

birkaç yüzyıl sonra, senin yaşındayken, franz schubert bulaşıkları yıkıyordu ailesi için, ancak bu, onun iki senfoni, dört opera, iki missa tamamlamasına engel olmadı.
a few centuries later, when he was your age, franz schubert was doing the dishes for his family, but that did not keep him from composing two symphonies, four operas and two complete masses as a youngster.

se
se