You searched for: ta ki, bu tango þarkýcýsý onu (Turkiska - Spanska)

hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu.
¡no! no son sino meras palabras.

ta ki anlasınlar sözümü!
así entenderán lo que yo diga.

Şüphesiz ki bu bir öğüttür.
esto es un recuerdo.

bilesiniz ki, bu apaçık hüsrandır.
¿no es ésa una pérdida manifiesta?»

tabi ki bu olumsuz bir şey değil.
naturalmente, no hay nada de malo en ello.

umulur ki bu nimetlere şükrederler."
quizás, así, sean agradecidos.

(ki bu) cehennemdir. ona yaslanırlar.
en la gehena, en la que arderán.

de ki, "bu gerçek senin rabbindendir."
y di: «la verdad viene de vuestro señor.

ne yazık ki, bu hatayı otomatik olarak kurtaramıyoruz.
desgraciadamente no podemos recuperar este error de forma automática.

bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
y he aquí que ésta engulló sus mentiras.

de ki: "bu başınıza gelen kendinizdendir".
di: «de vosotros mismos».

"rabbin, dedi ki: -bu benim için kolaydır.
«tu señor dice: 'es cosa fácil para mí.

ta ki, ölen beyyine üzerine ölsün, yaşayan da beyyine üzerine yaşasın.
para que, ante una prueba clara, pereciera quien debía perecer y, ante una prueba clara, sobreviviera quien debía sobrevivir.

de ki: "(bu hususta kesin) delilinizi getirin.
di: «¡aportad vuestra prueba!».

allah buyurdu ki: "bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür.
alá dice: «este es un día en que su sinceridad aprovechará a los sinceros.

"Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik)
si, ésta era la prueba manifiesta.

allah size âyetlerini böylece açıklıyor, ta ki doğru yola eresiniz. [8,63]
así os explica alá sus signos. quizás, así, seáis bien dirigidos.

de ki: "bu (kur'an), büyük bir haberdir."
di: «es una noticia enorme,

(süleyman) tahtı yanına yerleşmiş görünce dedi ki: "bu, rabbimin lutfundandır.
cuando lo vio puesto junto a sí, dijo: «éste es un favor de mi señor para probarme si soy o no agradecido.

melek: Öyledir, dedi; (zira) rabbin buyurdu ki: bu bana kolaydır.
«así será», dijo. «tu señor dice: 'es cosa fácil para mí.