İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
so ließen wir sie fortziehen von gärten und quellen,
ama (sonunda) biz onları (firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
und so ließen wir wer in ihr gläubig war, fortziehen.
bu arada, mü'minlerden orda kim varsa çıkardık.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
wenn sie vertrieben werden, werden sie nicht mit ihnen fortziehen.
andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
und er sprach: laß uns fortziehen und reisen, ich will mit dir ziehen.
esav, ‹‹haydi yolumuza devam edelim›› dedi, ‹‹ben önünsıra gideceğim.››
Son Güncelleme: 2012-05-04
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ihr habt nicht geglaubt, daß sie fortziehen würden; auch sie meinten, ihre festungen würden sie vor gott schützen.
onlar da kalelerinin, kendilerine allah tarafından takdir edilen azabı önleyeceğini sanırlardı.ama allah hiç ummadıkları yerden onları bastırdı ve kalplerine korku saldı.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
wenn sie vertrieben werden, werden sie nicht mit ihnen fortziehen. und wenn gegen sie gekämpft wird, werden sie sie nicht unterstützen.
eğer çıkarılsalar onlarla beraber çıkmazlar; eğer savaşa maruz bırakılsalar onlara yardım etmezler; yardım etmeye kalksalar da mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
wenn sie tatsächlich vertrieben werden, werden sie nicht mit ihnen fortziehen; und wenn tatsächlich gegen sie gekämpft wird, werden sie ihnen nicht helfen.
andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
er ist es, der diejenigen von den leuten der schrift, die ungläubig sind, aus ihren wohnstätten zur ersten versammlung vertrieben hat. ihr habt nicht geglaubt, daß sie fortziehen würden; und sie meinten, daß ihre festungen sie vor allah schützten.
Öyle bir mabuttur ki kitap ehlinden kafir olanları, ilk defa toplanmaları için ülkelerinden çıkardı; siz, onların çıkacaklarını hiç sanmazdınız, onlar da şüphesiz ki kaleleri, kendilerini allah'tan korur sanırlardı.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: