İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
au dat poruncile împăratului dregătorilor împăratului şi cîrmuitorilor de dincoace de rîu, cari au ajutat pe popor şi casa lui dumnezeu.
ayrıca kralın buyruklarını içeren belgeyi kralın satraplarına ve fırat'ın batı yakasındaki valilere verdiler. bunlar İsrail halkına ve tanrı'nın tapınağı'na yardım etmişlerdi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
din pricina mea, veţi fi duşi înaintea dregătorilor şi înaintea împăraţilor, ca să slujiţi ca mărturie înaintea lor şi înaintea neamurilor.
benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak, böylece onlara ve uluslara tanıklık edeceksiniz.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
adu-le aminte să fie supuşi stăpînirilor şi dregătorilor, să -i asculte, să fie gata să facă orice lucru bun,
yöneticilerle yönetimlere bağlı olmaları, söz dinlemeleri ve iyi olan her şeyi yapmaya hazır olmaları gerektiğini imanlılara anımsat.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
i-au dat pe mîna dregătorilor, şi au zis: ,,oamenii aceştia ne tulbură cetatea; sînt nişte iudei,
onları yargıçların karşısına çıkartarak, ‹‹bu adamlar yahudidir›› dediler, ‹‹kentimizi altüst ettiler. biz romalılar için benimsenmesi ve uygulanması yasak birtakım töreler yayıyorlar.››
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
am zis mai marilor, dregătorilor, şi celuilalt popor: ,,lucrarea este mare şi întinsă, şi noi sîntem risipiţi pe zid, departe unii de alţii.
soylulara, görevlilere ve geri kalan herkese, ‹‹İş çok büyük ve dağınık›› dedim, ‹‹surların üzerinde her birimiz ayrı yerde, birbirimizden uzaktayız.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Şi ea a scris nişte scrisori în numele lui ahab, le -a pecetluit cu pecetea lui ahab, şi le -a trimes bătrînilor şi dregătorilor cari locuiau cu nabot în cetatea lui.
İzebel ahavın mührünü kullanarak onun adına mektuplar yazdı, navotun yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soylularına gönderdi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
dregătorii nu ştiau unde fusesem, şi ce făceam. pînă în clipa aceea nu spusesem nimic iudeilor, nici preoţilor, nici mai marilor, nici dregătorilor, nici vreunuia din ceice vedeau de treburi.
yetkililer nereye gittiğimi, ne yaptığımı bilmiyorlardı. Çünkü yahudilere, kâhinlere, soylulara, yetkililere ve öteki görevlilere henüz hiçbir şey söylememiştim.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
(bătrînul şi dregătorul sînt capul, şi proorocul, care învaţă pe oameni minciuni, este coada.)
kuyruksa öğretisi sahte olan peygamberdir.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: